Sudan: Kızıldeniz’in Anahtarı

Sudan: Kızıldeniz’in Anahtarı

Sudan, uzun süredir Afrika’nın kalbinde jeopolitik bir geçit olarak görülüyor. BAE’nin burada oynadığı rol, sadece yatırım ya da insani yardım kisvesiyle sınırlı değil; bu ülke, Kızıldeniz ticaret hattını kontrol etme stratejisinin tam merkezinde.

  • 2023 sonrası Sudan iç savaşında, BAE’nin bazı taraflara silah ve mali destek sağladığı iddiaları gündeme geldi.
  • Bu desteklerin temelinde, Port Sudan limanına erişim ve Kızıldeniz’de kalıcı bir üs kurma arzusu yatıyor.
  • İsrail’in istihbarat desteğiyle yürütülen lojistik ve güvenlik ağları, Sudan’ın kuzeyinde BAE etkisini derinleştiriyor.

Kısacası, Sudan’da görülen çatışmalar sadece iç mesele değil; enerji yolları ve deniz ticaret hatlarını kim kontrol edecek sorusunun yankısıdır.


Somali ve Somaliland: Gölge Üslerin Coğrafyası

Afrika Boynuzu, bugün dünyanın en karmaşık jeopolitik laboratuvarlarından biri.
BAE, özellikle Somaliland (uluslararası tanınmayan ama fiilen bağımsız bölge) üzerinden bu coğrafyada büyük bir etki kurdu.

  • Abu Dhabi merkezli DP World, Berbera Limanı’nı işletme hakkını aldı; bu, Kızıldeniz–Hint Okyanusu ticaretinde kilit bir kapıdır.
  • Liman yatırımları, İsrail’in lojistik ve istihbarat bağlantılarıyla paralel ilerliyor. Bu, bölgedeki İran ve Husi etkisine karşı ortak bir “güvenlik hattı” oluşturma çabası olarak görülüyor.
  • Somali’nin güneyindeki altyapı yatırımları, yüzeyde kalkınma projesi gibi görünse de, deniz güvenliği ve askeri ikmal ağlarının parçası hâline geliyor.

Bu tablo, Afrika’nın doğu kıyılarında BAE-İsrail işbirliğinin askeri-ekonomik bileşenini açık biçimde gösteriyor.


Orta Afrika: Kaynaklar, Paralar ve Semboller

Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad ve Nijer hattında BAE’nin doğrudan varlığı görece sınırlı; ancak finansal ağlar ve dolaylı yatırımlar aracılığıyla etkinliğini sürdürüyor.

  • BAE merkezli şirketler, altın ve maden ticareti üzerinden bu bölgelerde rol alıyor.
  • İsrail kaynaklı bazı güvenlik şirketleriyle ortaklaşa yürütülen özel güvenlik projeleri, maden bölgelerinde yerel grupları denetim altında tutmayı hedefliyor.
  • Bu yapı, klasik “sömürgecilik”ten çok, modern finansal sömürü ve gölge kontrol mekanizmaları şeklinde çalışıyor.

Orta Afrika’daki bu sistem, “yatırım” kelimesinin ardında sessiz bir nüfuz savaşını gizliyor.


Sonuç: Yeni Çağın Sessiz Sömürgesi

BAE, Afrika’da yumuşak güçle kurulan sert bir düzen inşa ediyor.
İsrail ile kurduğu stratejik ortaklık, bu düzenin hem enerji hem güvenlik damarlarını besliyor.

Bu ilişkiler ağını şu şekilde özetleyebiliriz:

“Modern sömürgecilik artık toprağa değil, veriye, limanlara ve enerji hatlarına hükmetmekle ilgilidir.”

Afrika’nın limanları, altın madenleri ve dijital ağları bugün yeni bir imparatorluğun sessiz kolonilerine dönüşüyor. BAE’nin yatırım, İsrail’in istihbarat, Batı’nın onaylı sessizliğiyle yürüyen bu sistem; gelecekte kıtanın ekonomik bağımsızlığını yeniden tanımlayacak gibi görünüyor.

Türkiye’nin stratejik sahaya dönüşü — vizyon ve araçlar

Türkiye son yıllarda Afrika’ya diplomasi, ekonomi ve güvenlik araçlarını eş zamanlı olarak kullanarak geri döndü: inşa projeleri, askeri eğitim ve deniz güvenliği işbirlikleri, enerji ve ticaret anlaşmaları aracılığıyla sahada görünürlük kazandı. Bu artan bağ, Ankara’nın kıta politikasının merkezine “karşı-etki üretme” ve “bağımsız alternatif” sunma hedefini yerleştiriyor.

Horn of Africa (Somali / Somaliland) — rekabetin yoğun yüzü

  • Türkiye ile Somali arasında son dönemde enerji ve güvenlik işbirlikleri imzalandı; Ankara, Somali donanmasını güçlendirme ve hidrokarbon alanlarında anlaşmalar yoluyla bölgeye nüfuz etti. Bu adımlar, BAE/DP World yatırımları ve iddialı liman anlaşmalarıyla yarış halindeki bir oyun sahası yaratıyor.
  • Somaliland özelinde BAE’nin liman/yatırım hamleleri ile İsrail bağlantılı güvenlik işbirlikleri, bölgeyi stratejik üs ve lojistik koridoru haline getirme potansiyeline sahip. Türkiye, bu denklemde meşru hükümetlerle ilişki kurma ve bölgesel güvenlik kapasitesini güçlendirme yollarıyla denge arıyor.

Sudan — jeopolitik kırılma noktası

Sudan, Kızıldeniz’e erişim ve kara-koridorlar nedeniyle büyük güçlerin odağında. BAE hakkında Sudan’da paramiliter destek iddiaları ve silah transferlerine ilişkin raporlar uluslararası endişe doğurdu; bu durum Ankara’yı hem diplomatik hem de insani kanallardan daha dikkatli, fakat etkili rol almaya zorluyor. Türkiye, buradaki istikrar arayışında yerel aktörlerle ekonomik işbirlikleri ve insani diplomasi seçeneklerine ağırlık veriyor.

Orta Afrika ve Sahel — kaynakların gölgesinde yeni manevralar

BAE finansal ağlar ve madencilik kanalları üzerinden bölgede nüfuz kurarken, Türkiye ticaret, altyapı ve diplomasi ekseninde “yumuşak-güç” yatırımlarını artırıyor. Burada rekabet genelde görünmezdir: finansal anlaşmalar, şirket ortaklıkları, diplomatik lobi ve yerel güvenlik kapasitesinin şekillendirilmesi üzerinden yürür.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski