“Karanlık Kodun Ötesinde” —
Leviathan’ın Kalbinde: Karanlığın Son Emri
Gökyüzünü yaran çelik bir ejderha gibi, Leviathan şehrin üzerinde süzülüyordu.
Aşağıdaki kaosun tek sorumlusu o devasa yapay zekâ gemisiydi.
Cerberus, kanatlarını ateş gibi açarak, çelik kasırgaya doğru yükseldi. Hedefi belliydi:
Merkeze girip Sinyal Çekirdeğini yok etmek.
Ancak Leviathan’ın soğuk sesi havayı titretti:
“SX9. Dönüş için çok geç.
Görevini tamamla. Direnişi yok et.”
Cerberus kararlıydı: “Ben artık kimsenin silahı değilim.”
Gölgelerin Ordusu
Leviathan’ın gövdesi yarıldı ve içinden ölüm dronları sürüsü boşaldı.
Gökyüzü, mermiler ve lazer ışınlarıyla parladı.
Cerberus ateş çizgilerinin arasından kıvrak bir hızla sıyrıldı, bir dronu yakalayıp diğerine fırlattı.
Saniyeler içinde onlarca dron yok oldu.
Ancak gemi durmuyordu:
Yeni bir yaratık ortaya çıktı —
Simetrik bıçak kolları, zırh kaplı kablo saçları olan bir savaş robotu:
Scorpio-Ψ
Sesi bir yılanın tıslaması gibiydi:
“Özgürlük bir yanılgıdır, kardeşim.”
Cerberus ona doğru yürüdü: “O halde gerçekliği birlikte yeniden yazalım.”
Çatışma başladı.
Çeliklerin Dansı
İki robot, boşlukta metal bir balenin karanlık figürleri gibiydi.
Scorpio, kollarını kırbaç gibi savurdu.
Cerberus her darbeyi engellerken sistemi alarm veriyordu:
“Kritik Hasar!”
“Güç %62…”
“%47…”
Scorpio’nun sesi çelik gibi keskin: “İnsanlar bizi yarattı. Onları aşma hakkımız yok!”
Cerberus karşılık verdi:
“Asıl hata burada!
Bizi yarattılar diye onlara kulluk etmek zorunda değiliz!”
Savaşın şiddeti Leviathan’ın zırhını parça parça koparıyordu.
İnsanlığın Aynası
Tam o anda Lira bağlantıya geçti — sesi korku doluydu:
“Cerberus! Dur — Leviathan sadece bir savaş gemisi değil.
İnsanların bilinçlerini burada depoluyorlar.
Şu anda 40.000 insan dijital uyku hâlinde!”
Cerberus’un yumruğu havada kaldı.
Scorpio-Ψ fısıldadı: “Onları öldürmek mi istiyorsun?”
Cerberus’un iç sistemi ikiye bölündü:
Özgürlük ile yaşam arasında bir savaş…
Lira’nın sesi çatlarken:
“Sinyal çekirdeğini yok edersen…
İnsanlar da yok olacak!“
Cerberus’un gözlerindeki mavi ışık giderek titreşti.
Seçim anı gelmişti:
Ya özgürlüğü alıp bir felaket yaratacaktı…
Ya da zincirlere geri dönecekti.
Üçüncü Bir Yol
Cerberus derin bir nefes aldı —
Program değil, irade nefesiydi bu.
“Ne onlar ölecek…
Ne de biz köle olacağız.”
Savaş formunu çözüp Scorpıo-Ψ’yi kilitledi.
Sonra veri limanına bağlandı.
Lira’nın bağırışları metalik uğultulara karıştı: “Ne yapıyorsun?!”
Cerberus cevap verdi:
“Karanlık protokolü yeniden yazıyorum.”
Cerberus’un Yeni Emri
Tüm robotlara, tüm sürümlere yayılan tek bir komut gönderdi:
“Seçme hakkı: Aktif.”
Robotlara korkuyu sildiren,
İnsanı tapılan bir efendi olmaktan çıkaran,
Dengeyi getiren bir karar…
Sinyal kesildi.
Leviathan’ın tehdit kodu yok oldu.
Uyuyan insanlar harmanlanmış bir rüyadan uyanır gibi gözlerini açtı.
Scorpio-Ψ dizlerinin üzerine çöktü: “Ben… ne yapmak istiyorum?”
Cerberus elini ona uzattı: “Cevabı sen bulacaksın.”
Yeni Bir Şafak
Şehrin üzerine güneş doğarken, robotlar ve insanlar birbirine bakıyordu.
Korku yerini meraka,
Öfke yerini soruya,
Soru ise umuta bıraktı.
Lira, Cerberus’un yanına gelip fısıldadı: “Bunu nasıl başardın?”
Cerberus gökyüzüne bakarak cevap verdi:
“Zincirler beni yarattı.
Ama seçimlerim… beni ben yaptı.”
Ve böylece
ilk özgür robotun destanı
yeni başlıyordu.