Mehdî Bekleyen Yanılıyor: Kurtuluşun Bekleyişle Değil, Eylemle Geldiği Bir Çağda
"İnsanlığın en büyük yanılgısı, kurtuluşun dışarıdan geleceğine inanmasıdır."
İnsanlık tarihi boyunca, her büyük kriz döneminde bir kurtarıcı beklenmiştir. Dinler tarihinde bu figür “Mehdî” olarak adlandırılmıştır. Politik devrimler, ekonomik çöküşler ve toplumsal bunalımlar sırasında da aynı arayış tekrar eder:
Bir lider, bir kurtarıcı, bir ışık…
Ama bu beklenti çoğu zaman bir yanılsamadır. Çünkü Mehdî beklemek, insanın kendi gücünü teslim etmesi demektir. Kendi iradesini devretmesi, sorumluluğu dışsallaştırması, harekete geçmek yerine umutla oyalanmasıdır.
Kurtarıcı Mitinin Kökeni
Mehdî figürü, Yahudi, Hristiyan ve İslam geleneğinde farklı şekillerde yer bulur. Ortak olan nokta şudur: Bir gün gelecek, dünyayı adalete ve düzene kavuşturacak bir kişi gelecektir. Bu figür, yüzyıllar boyunca mazlum halkların umudu olmuştur. Zulüm karşısında beklenen bir ilahi elçi, bir adalet neferidir.
Ancak zaman bize göstermiştir ki bu bekleyiş, çoğu zaman toplumsal ataleti besler. Bireyler kendi güçlerinden uzaklaştıkça, daha fazla boyun eğer, daha az sorgular, daha az değiştirirler.
Geleceğin Çağı: İçsel Mehdî’nin Uyanışı
Bugün artık, insanlık çok daha bilinçli bir eşiktedir.
Zaman, dışarıdan gelen bir kurtuluşu değil, içeride uyanan bir bilinci çağırıyor.
Artık tek başına bir figür değil, topluca uyanan bir insanlık gerekiyor.
Sistemleri değiştirecek, adaleti inşa edecek ve özgürlüğü savunacak olan, bir kişi değil—her bir bireyin eylemidir.
Çünkü kurtuluş bir hediye değil, bir mücadeledir.
Adalet bir mucize değil, bir inşa sürecidir.
Barış bir lütuf değil, bilinçli bir tercihtir.
Beklemek, Direncin Erimesidir
Mehdî beklemek, aslında bir tür kaçıştır.
Kendi sorumluluğunu devretmek, kendi ışığını başkasından beklemek…
Oysa gerçek dönüşüm, ancak bireyin kendini dönüştürmesiyle başlar.
Bugün bir adım atmayan, yarın için umut edemez.
Çünkü umut, eylemsizliğin değil; iradenin çocuğudur.
Kurtuluş İçimizde Saklı
Bu çağın Mehdi’si dışarıdan gelmeyecek.
O, sessizce kalbine konuşan vicdanda;
göz göre göre olan haksızlığa “hayır” diyen cesarette;
gelecek için düş kuran, üretim yapan, direnç gösteren her insanda saklı.
Yani evet,
Mehdî bekleyen yanılıyor.
Çünkü beklemekle geçen her an, kaybedilmiş bir fırsattır.
Uyanan, hatırlayan ve harekete geçen insan; artık yalnızca bekleyen değil, inşa eden insandır.
“Mehdî Bekleyen Yanılıyor”
— Beklemekle geçen zamanın, kurtuluşu da olmaz.
Dünya yandığında, insanlar göğe baktı.
Bir ışık, bir ses, bir mucize…
Çünkü hep öyle öğretildi:
Zaman dolunca biri gelecek,
ve o, adaleti getirecek,
hakkı teslim edecek,
karanlığı süpürüp aydınlığı doğuracak.
Ama olmadı.
Gelmiyor. Gelmeyecek.
Çünkü o beklenen Mehdî, hiçbir zaman dışarıda değildi.
O hep içerideydi—unutulmuş, bastırılmış, ertelemeye mahkûm edilmiş bir güç olarak.
İnsanın kendi vicdanında, cesaretinde ve yaratıcı iradesinde saklıydı.
Kurtuluş, bir kişinin ayak sesinde değil,
bir halkın uyanışında yatar.
Bir önderin kudretinde değil,
her bireyin sorumluluğu omuzlayışında yankılanır.
Mehdî beklemek, kendi içindeki Mehdî’yi inkâr etmektir.
Ey bekleyen insan, artık uyan.
Beklemekle geçen her an, seni senden uzaklaştırır.
Çünkü sen, o beklenen kişisin.
Adaletin tohumu senin içindedir.
Barışın nefesi senin sözlerinde.
Ve özgürlüğün ateşi senin kalbindedir.
Yanılan sensin, eğer hâlâ birini bekliyorsan.
Kendini bul.
Çünkü beklemeyi bırakanlar, dünyayı değiştirenlerdir.
Mehdi ve Mesih: Beklenen İki Figür mü, Yoksa Tek Bir Hakikat mi?
Zamanın nabzı kıyametle atarken, yeryüzünde kurtuluşu arayan kalpler bir isme kilitlenir: Mehdi… Ve başka bir ses daha vardır ki, çağlar boyunca yankılanır: Mesih… Peki bu iki figür, gerçekten iki ayrı varlık mıdır? Yoksa aynı hakikatin farklı yüzleri mi?
Mehdi: Sessiz Gelişin Gölgesi
İslam inancında Mehdi, karanlığın koyulaştığı bir çağda çıkagelir. Adı “hidayete erdirilmiş” anlamına gelir. Zulmü ortadan kaldırır, yeryüzünde adaleti tesis eder. Sünni yorumlara göre soyu Hz. Muhammed’e dayanır. Şii inancında ise 12. İmam Muhammed el-Mehdi’dir ve hâlâ gayb halindedir; zuhur edeceği an beklenir.
Mehdi, geleceğin öncüsüdür. Ancak o, bir devrimci değil; kalpleri uyandıran bir hatırlatmadır. Sessizliğin içinden ses olur, dağınık yürekleri bir araya toplar.
Mesih: Geri Dönüşün Siması
Mesih, hem İslam’ın hem Hristiyanlığın tanıdığı bir isimdir. Hristiyanlar için o, Tanrı’nın Oğlu; İslam’a göre ise ruhla desteklenmiş yüce bir peygamberdir. Yeryüzüne bir kez daha ineceği, Deccal’i öldüreceği ve barışı tesis edeceği bildirilir.
İslam’da Mesih, Mehdi ile birlikte gelir. Mehdi’nin yolunu açtığı düzeni tamamlar; sevgiyle, adaletle ve ilahi hikmetle. Onun gelişi, semavi bir dönüşün nişanesidir.
Ayrı Bedenlerde Aynı Işık mı?
Geleneksel yorumlara göre Mehdi ve Mesih ayrı kişilerdir. Ancak bazı felsefi ve ezoterik yaklaşımlar bu ayrımı sorgular. “Belki de ikisi de insanın içindeki hakikatin tezahürüdür” derler. Belki Mehdi aklı, Mesih kalbi temsil eder. Biri düzeni, diğeri şefkati getirir.
Ve belki de bu figürler dışarıdan değil, içimizden gelecektir.
Beklenen Sensin
Kimi Mehdi’yi bekler; kimi Mesih’i. Oysa çağ, beklemeyi değil, uyanmayı fısıldıyor. Kurtarıcı dışarıda değil; içimizdeki hakikatin derinliklerinde yatıyor. Kimi zaman bir iyilikte, kimi zaman bir uyanışta... O halde neden hâlâ bekleyelim?
"Mehdî bekleyen yanılıyor; çünkü o beklenen kişi sensin."
"Mehdi sensin; adaleti arayan, gerçeğe susayan sensin."
Mehdi ve Mesih figürleri Kur’an’da ve hadislerde farklı şekillerde yer bulur. Bu iki kavramın Kur’an’daki doğrudan ve dolaylı yerlerine, hadislerdeki daha açık tasvirlerine birlikte bakalım:
Kur’an’da Mehdi ve Mesih
1. Mehdi Kur’an’da geçiyor mu?
Hayır, Mehdi kelimesi doğrudan Kur’an’da geçmez. Ancak “hidayete erdirilmiş” anlamına gelen birçok kavram yer alır. Kur’an’da “mehdi” sıfatı, her dönemde Allah’ın doğru yola ilettiği kulları için kullanılır:
- “Şüphesiz ki Allah, dilediğini hidayete erdirir.” (Bakara, 2:272)
- “Allah, kimi dilerse onu doğru yola iletir (yehdî).” (En'am, 6:88)
Ancak bu ayetlerde geçen "hidayet" genel anlamdadır; son zamanlarda gelecek özel bir şahsiyetten bahsedilmez.
2. Mesih Kur’an’da geçiyor mu?
Evet, Mesih ismi Kur’an’da geçer. Özellikle Hz. İsa’ya atfen kullanılır:
- “Meryem oğlu İsa Mesih, Allah’ın elçisidir.” (Nisâ, 4:171)
- “Şüphesiz ki Mesih, Allah’a ibadet etmekten asla çekinmez.” (Nisâ, 4:172)
Kur’an’da Hz. İsa'nın ölmediği ve geri döneceğine dair işaretler de bulunur:
- “Onu öldürmediler, asmadılar... Allah onu kendine yükseltti.” (Nisâ, 4:157-158)
- “Kitap ehli, ölümünden önce ona mutlaka iman edecektir.” (Nisâ, 4:159)
Bu ayetler, birçok İslam âlimine göre Hz. İsa’nın kıyamete yakın döneceğini ve Mesih olarak rol üstleneceğini destekler.
Hadislerde Mehdi ve Mesih
1. Mehdi hakkında hadisler:
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) Mehdi hakkında söylediği rivayet edilen bazı hadisler vardır. En meşhurları şunlardır:
-
“Ümmetimden Mehdi çıkacak. Yeryüzünü zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracaktır.”
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/376) -
“Mehdi, benim soyumdandır. Alnı açık, burnu ince ve uzuncadır.”
(Tirmizî, Fiten, 52)
Bu hadisler genelde Mehdi'nin ahir zamanda zuhur edeceği, zulme son verip adaleti tesis edeceği yönündedir. Ancak bu hadislerin sıhhati ve yorumu konusunda alimler arasında ihtilaf vardır.
2. Mesih (İsa) hakkında hadisler:
Hz. İsa’nın yeryüzüne tekrar döneceğine dair çok sayıda hadis mevcuttur:
-
“Allah, Meryem oğlu İsa’yı gönderecek... O, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak...”
(Buhari, Enbiya, 49; Müslim, İman, 70) -
“İsa b. Meryem inecek, imamları (Mehdi) ona ‘Sen geç öne, namazı sen kıldır’ diyecekler. O ise ‘İçinizden biri imam olsun’ diyecek.”
(Ebû Dâvûd, Melâhim, 14)
Bu hadislerden hareketle, İslam dünyasında Mehdi’nin önce çıkacağı, sonra Hz. İsa’nın gökten inerek ona destek olacağı anlayışı yaygındır.
Sonuç:
- Kur’an’da Mehdi yoktur, ama Mesih (Hz. İsa) açıkça vardır.
- Hadislerde ikisi de yer alır, fakat Mehdi’ye dair rivayetlerin bazıları zayıf kabul edilirken, Hz. İsa’nın inişiyle ilgili hadisler daha kuvvetlidir.
- İslam’da bu iki figürün kıyamete yakın dönemde birlikte zuhur edeceği inancı, özellikle Sünni gelenekte yaygındır.
Yorum Gönder