🌍 Bir Bilim Kurgu Gerçeği: İsrail'in İstilası ve ABD'nin Sessiz Laboratuvarı
Dünya sahnesi bugün, bir bilim kurgu filminden fırlamış gibi görünüyor. Ancak bu kurgu değil, insanlığın gözleri önünde işlenen bir gerçek. İsrail, sanki uzak galaksilerden gelen istilacı bir tür gibi davranıyor. Siyasi yapısı, uyguladığı politikalar ve askeri operasyonlarıyla, gezegenimizin en temel değerlerini çiğneyen bir istilacıyı andırıyor.
Tıpkı bilim kurgu sinemasında olduğu gibi, bu istilacı yalnız değil. ABD, bu türün dünyaya yayılmasını sağlayan çılgın bilim insanı rolünde. İsrail'in güç kazanmasını sağlayan silahlar, teknolojiler, diplomatik dokunulmazlıklar hep bu laboratuvardan çıktı. Herkesin gözü önünde ama çoğu zaman suskunlukla.
İsrail’in saldırgan tutumu, sadece belli bir bölgeyi değil, insanlığın ortak vicdanını hedef alıyor. Filistin topraklarında dökülen her gözyaşı, evrensel hukukun bir başka sayfasını yırtıyor. Yerleşim politikalarıyla, sivillere uygulanan sistematik şiddetle, İsrail; adeta başka bir gezegenden gelen, yaşamı sömürmek için var olan bir tür gibi davranıyor.
Ve ABD… Bu istilacının büyümesine imkan tanıyan, onu besleyen ve gerektiğinde kalkan olan yapay bir “tanrı” gibi. Diplomatik arenada, İsrail ne yaparsa yapsın, onun arkasında duran bir akıl, bir güç. Adeta evrenin doğal dengesini bozan bir deneyin sahibi.
Eğer dünya bu istilaya karşı birleşmezse, bu yalnızca Filistin’in değil, insanlığın sonunu hızlandıran bir süreç olur. Sessizlik, suça ortaklıktır. Tepkisizlik, işgali meşrulaştıran bir zemindir. Tıpkı filmlerde olduğu gibi, istilacının karşısında durmazsak, biz de o istilanın bir parçası hâline geliriz.
Bu bir bilim kurgu değil, bu bir çağrıdır.
İnsanlık ya birleşir, ya da ihanete uğrar.
Yorum Gönder