Dünya ekonomisinin devleri, trilyonlarla ölçülen yatırımları yönlendirirken aslında yalnızca kârın değil, insanlığın kaderini de belirliyorlar. Norveç Varlık Fonu’nun örneği bu açıdan çarpıcıdır. Yalnızca finansal getirilere değil, aynı zamanda etik değerlere kulak vererek hareket eden bu fon, modern ekonominin pusulasını yeniden tanımlamaktadır.
Bir düşünelim: Eğer her büyük yatırımcı – çok uluslu şirketler, varlık fonları, bankalar ve teknoloji devleri – yalnızca kâr hesaplamalarının ötesinde, etik kurulların tavsiyelerini dikkate alsa, dünya başka bir yöne doğru akmaz mıydı?
Bugün milyarlarca insan yoksulluk sınırında yaşarken, diğer yanda servet tekelleri büyüyor. Bu derin uçurum, yalnızca piyasanın doğal bir sonucu değil; aynı zamanda etikten koparılmış bir sermaye akışının eseridir.
Norveç Varlık Fonu, insan haklarını ihlal eden, çevreyi tahrip eden veya adaletsiz uygulamalara bulaşmış şirketlere yatırım yapmaktan imtina ediyor. Bu yaklaşım bir idealizm değil, aksine uzun vadeli sürdürülebilirliğin ta kendisi. Çünkü adaletin olmadığı yerde huzur yok, doğanın yok sayıldığı yerde gelecek yok.
Eğer Google, Amazon, Tesla ya da dev petrol şirketleri bile bağımsız etik kurullara danışarak yatırım rotalarını çizmek zorunda olsaydı, dünya ticaretinin yönü belki de çoktan değişmiş olurdu. Afrika’daki bir köyde açlıkla boğuşan çocuk, Asya’daki bir işçi, Latin Amerika’daki çiftçi bu değişimin sessiz ama gerçek faydasını hissederdi.
Küresel ekonomideki eşitsizlikleri azaltmanın yolu yalnızca vergi reformları, yeni yasalar ya da sosyal politikalar değildir. Asıl devrim, sermayenin vicdan ile buluşmasıdır.
Belki de yeni çağın en büyük sorusu şudur:
“Büyümek mi daha kıymetli, yoksa doğru büyümek mi?”
Cevap açıktır: İnsanlığın ortak geleceğini gözetmeyen hiçbir büyüme, aslında büyüme değildir.
Norveç Modeli ve Küresel Sermayeye Etik Yol Haritası
Norveç Varlık Fonu, 1,5 trilyon doları aşan büyüklüğüyle dünyanın en güçlü yatırım araçlarından biridir. Ancak onu diğerlerinden ayıran, sadece finansal büyüklüğü değil; etik ilkelere sıkı sıkıya bağlılığıdır.
Fonun etik kuralları arasında şunlar öne çıkar:
- İnsan hakları: Çocuk işçi çalıştıran, zorla işçi kullanan veya temel hakları ihlal eden şirketler yatırım listesinden çıkarılır.
- Çevre koruma: Ormansızlaştırma, aşırı karbon salımı veya ekosistemi geri dönülmez şekilde tahrip eden faaliyetler kara listeye girer.
- Silah üretimi: Nükleer, kimyasal ya da diğer kitle imha silahlarını üreten firmalar fonun dışında bırakılır.
- Yolsuzluk ve şeffaflık: Ahlaki standartları düşük, kara para aklama veya rüşvetle anılan şirketlere kapı kapanır.
Bu ilkeler sayesinde fon, yalnızca Norveç halkının geleceğini değil, aslında tüm dünyanın ortak ahlakî çıkarlarını koruyan bir güç haline gelmiştir.
Küresel Sermaye İçin Bir Model
Eğer benzer etik kurullar diğer dev fonlar ve şirketlerde de zorunlu hale gelseydi:
-
Küresel Şeffaflık sağlanırdı.
Büyük şirketler yalnızca kâr tablolarını değil, insan ve doğa üzerindeki etkilerini de açıklamak zorunda kalırdı. -
Sosyal Adalet Yatırımları artardı.
Sağlık, eğitim, temiz enerji, altyapı gibi alanlara daha fazla sermaye akardı; böylece yoksulluğun kökleri zayıflardı. -
Sürdürülebilirlik Kuralı işlemeye başlardı.
Gelecek kuşakların kaynaklarını tüketen değil, onları koruyan yatırımlar öncelik kazanırdı. -
Eşitsizlikle Mücadele mümkün olurdu.
Zenginlik, yalnızca birkaç şirketin kasasında birikmek yerine toplumların geniş kesimlerine yayılırdı.
Yeni Çağın Çağrısı
Bugün karşı karşıya olduğumuz tablo net: Küresel sermaye akışı, etik ile uyumlu değilse insanlık için bir felakete dönüşebilir. Ancak doğru ellerde, doğru kurallarla şekillendiğinde eşitlikçi bir geleceğin en güçlü aracı olabilir.
Norveç Varlık Fonu, bu yolda yalnız bir yıldızdır. Ama eğer Wall Street’ten Asya’daki dev holdinglere, Körfez sermayesinden Avrupa’daki emeklilik fonlarına kadar herkes benzer kurullarla çalışmak zorunda kalırsa, dünya ekonomisi yalnızca büyüyen değil, adil büyüyen bir yapıya kavuşacaktır.
Sonuç olarak: Etik, küresel ekonominin en büyük yatırım aracıdır.
Ve belki de geleceğin dünyasında, bir şirketin piyasa değeri kadar vicdan değeri de ölçülecektir.