Sessiz bir tarihî dalga gibi yükselen bu son kriz, Somali’nin derin etnik, bölgesel ve entelektüel dinamiklerini artık hiç olmadığı kadar görünür hâle getiriyor. İsrail’in Somaliland’ı tanıması gibi dışarıdan gelen bir müdahale, Somali toplumunun içsel çalkantılarını sadece güçlendirmekle kalmıyor; onları yeni kimlik, bölgesel aidiyet ve devlet inşası kategorileriyle sorgulanan bir dönemeçte buluşturuyor.
Etnik ve Kabile Temelli Siyaset: Somali’de Modern Kimliğin Topoğrafyası
Somali toplumu, farklı klan ve alt-klan ağları üzerine kuruludur ve bu ağlar siyasal güç paylaşımını belirler. Özellikle savaş sonrası dönemde kabul edilen “4.5 sistem” gibi etnik dengelere dayalı siyasi modeller, ulusal kimliği homojen bir çatı altında tutmakta zorlanmıştır. Bir Reddit yorumcunun ifadesiyle, bu sistem elit siyasetin belirli gruplarda yoğunlaşmasına yol açmıştır; bu da diğer topluluklarda meşruiyet ve temsil hissini zayıflatmıştır.
Bu çerçevede Somali etnik kimliği ile ulusal kimlik arasındaki ayrışma gündemi sıcak tutar: bazıları “Somali”yi yalnızca etnik aidiyet ayağıyla tanımlarken, diğerleri devlet altında birleşik bir siyaset talep eder. Bu çatışma, İsrail’in Somaliland’ı tanımasının gölgesinde daha da belirginleşmektedir.
Somaliland’ın Tarihî Hafızası ve Siyasal Rasyonalitesi
Somaliland’ın ayrılık arayışı 1991’den beri sürüyor ve bu, tek bir “ayrılıkçı” talepten ziyade tarihî hafıza, siyasal tecrübe ve kurumsal devletleşme arayışıyla şekilleniyor. Somali Ulusal Hareketi (SNM) gibi örgütlerin mirası, Somaliland’ın siyasi aktörleri tarafından ulusal bağlamda güçlü bir meşruiyet kaynağı olarak sahipleniliyor.
Bu durumda Somaliland entelektüelleri ve liderleri, yalnızca ayrılık istemiyor; kendi tarihsel hakikatlerinden ve kurumsal birikimlerinden beslenerek uluslararası tanınma stratejisi oluşturuyorlar. Bu, Mogadişu’daki federal hükümetin algısıyla doğrudan çelişiyor ve Somali iç siyasetinde yeni bir “ulus devlet mi, federasyon mu?” tartışmasını körüklüyor.
Bölgesel Hareketler ve Yeni Aktörler: Awdal Örneği
Sadece Somaliland merkezli değil, Somali içinde bölgesel kimliğe dayalı başka siyasi hareketler de var. Örneğin Awdal Devlet Hareketi gibi oluşumlar, Somaliland idaresi altındaki bölgelerde kendi bölgesel otonomilerini ve taleplerini dile getiriyorlar. Bu hareketler, Somali’nin federal yapısı içinde daha geniş katılım ve temsil talep ediyorlar.
Bu tür aktörler, sadece bağımsızlık yahut ayrılık fikriyle değil; aynı zamanda bölgesel adalet ve iç örgütlenme modelleriyle ulusal tartışmaya katkı sağlıyorlar. Bu da, Somali’nin siyasal manzarasını tek bir boyuta sıkıştırmayı imkânsız hâle getiriyor.
Güney-Kuzey ve Federalizm Tartışması
Somali’de federalizm uzun zamandır tartışmalı bir kavram. Bir kısmı federal modeli Somali siyasetini istikrara kavuşturacak bir çatı olarak görür; başka bir kesim ise bunun ülkeyi daha da parçalayacağını ileri sürer. Bu bağlamda Somaliland’ın statüsü yalnızca kuzeydeki bir ayrıcalık meselesi değil, ulusal federal mimarinin yeniden tartışılması demek. Bir Reddit kullanıcısının önerisi gibi, bazıları “Birleşik Somali” için federal bir konfederasyon fikrini savunuyorlar — bu, Somalia, Somaliland ve Djibouti gibi bölgelerin daha geniş bir birlik altında örgütlenmesini öneriyor.
Bu, Somali’nin iç siyaseti açısından kimliksel ve kurumsal bir paradigma tartışmasıdır: ulusal devlet mi, konfederal birlik mi, yoksa tamamen birleşik bir federal devlet mi?
Demokratik Deneyim ve Yeni Siyaset Arayışı
Mogadişu’da yakın zamanda yapılan bir yerel seçim gibi gelişmeler, Somali’nin geçmişteki klan pazarlıklarından farklı olarak artık doğrudan halkın iradesini yansıtan siyasal süreçlere yöneldiğini gösteriyor. Bu tür adımlar, devletin federal yapısında demokratik meşruiyet arayışının güçlendiğini ortaya koyuyor.
Bu yeni siyasal arayış, iç politik dinamikleri yalnızca etnik çatışma ve ayrılık üzerinden okumayı zorlaştırıyor; aynı zamanda Somali toplumunun bir kısmında yeni bir demokratik kültürün filizlenmeye başladığını gösteriyor.
İç Dinamiklerin İsrail-Somaliland Kararıyla Etkileşimi
Bu zengin iç siyaset yelpazesi, İsrail’in Somaliland’ı tanıması gibi dış bir müdahalenin etkisiyle daha da çetrefilli bir hâl aldı. Somali federal yönetimi ve kendisini Somali ulusunun tek temsilcisi olarak gören aktörler, bu tanımayı egemenlik ve ulusal birlik ilkesine saldırı olarak değerlendiriyorlar; bu da ulusal kimlik ve devlet inşası tartışmasını tetikliyor.
Diğer yandan Somaliland’ın kent hafızasında ve entelektüel söyleminde bu tanıma, ulusal kimlik, tarihsel adalet ve bölgesel kendi kaderini tayin hakkı gibi temalarla örtüşüyor. Bu iki parallel anlatı, Somali’nin iç siyasetini bir “çatışmalı söylemler alanı”na dönüştürüyor.
Yeni Bir Siyasal İmajın İnşası
Somali’nin iç politik dinamikleri artık salt bir merkeziyetçi–ayrılıkçı ayrışmasından ibaret değil; burada bir kimlik inşası, bölgesel aidiyet arayışı ve demokratik dönüşüm hikâyesi yazılıyor. Bu karmaşık doku, dışarıdan gelen her müdahalenin — ister İsrail’in Somaliland tanıması gibi diplomatik bir adım olsun, ister başka bir güç oyunu — Somali’nin iç siyasal peyzajını daha incelikli ve çok katmanlı bir şekilde dönüştürdüğünü gösteriyor. Devamı 👈