Sessiz Gücün Stratejisi: Türkiye İsrail’e Karşı Ne Yapıyor?
Görünürde sessizlik vardır. Derin ve soylu bir sessizlik...
Ama bu sessizliğin ardında, sabırla dokunan büyük bir strateji, ustaca örülen bir devlet aklı vardır.
Bazıları soruyor:
“Erdoğan İsrail'e neden hiçbir şey yapmıyor?”
Oysa bu sorunun kendisi, satranç tahtasındaki ilk hamleyi göremeyenlerin cehaletidir.
Recep Tayyip Erdoğan, her adımı önce sabırla düşünür, sonra titizlikle uygular.
Kuru gürültüyle değil; stratejiyle, istikrarla ve derin bir vizyonla hareket eder.
Çünkü devlet yönetmek, bir hamlede değil; bir oyunun tamamında kazanılır.
Ordunun Temizlenmesi: Derin Çürükten Arınma
Cumhuriyet tarihinin en büyük tehlikelerinden biri olan FETÖ, sadece bir iç tehdit değil, aynı zamanda İsrail ve Batı istihbaratlarıyla ilintili bir taşerondur. Erdoğan, bu yapılanmayı hem siyasi hem askeri bünyeden tasfiye ederek Türk Silahlı Kuvvetleri’ni özüne döndürdü.
Bu, görünmeyen ama derin bir devrimdi.
Ordusunu yeniden inşa eden bir devlet, artık geleceğini kendisi çizer.
Savunma Sanayi: İmparatorlukların Kalbidir
Türkiye, savunma sanayiinde büyük bir devrim başlattı. İHA'lar, SİHA'lar, KAAN gibi milli savaş uçakları, kendi topunu-tüfeğini kendi yapan bir milletin dirilişini müjdeliyor.
Bu teknoloji hamlesi, sadece askeri değil, diplomatik bir güç gösterisidir.
Türkiye artık savunmasını dışa bağımlı olarak değil, yerli ve milli kaynaklarla sürdürüyor.
Bu, İsrail gibi bölgesel güçlerin hesaplarını alt üst eden bir gelişmedir.
Terörle Mücadele: Kuklayla Değil Kuklacıyla Savaş
PKK, YPG, DAEŞ, FETÖ... Bu isimler birer piyondu.
Ama bu piyonların arkasında olan güç merkezleri belliydi.
Türkiye, doğrudan kuklayla değil, kuklacının planlarını bozarak savaştı.
Bu, stratejik aklın en derin biçimidir.
Bölgesel Kuşatma: Sözsüz Bir Cevap
Suriye’de kurulan üs, sadece askeri değil; psikolojik bir eşiğin de geçilmesidir.
İsrail’in güneyinde Katar’da, kuzeyinde Suriye’de, doğusunda Azerbaycan ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde yükselen Türk etkisi, coğrafyanın kaderini değiştiriyor.
Bugün Malezya, Endonezya, Pakistan gibi ülkelerle savunma işbirliği artıyor.
KAAN savaş uçakları, sadece Türkiye'nin değil, tüm ümmetin gökyüzünde yükselen umududur.
Diplomatik Akıl: Gürültüyle Değil Derinlikle
Erdoğan, meydan okumalarını tribünlere değil, tarihe yapıyor.
Diplomasi sahnesinde yüksek ses yerine etkili adımlar tercih ediliyor.
Türkiye, bölgesel bir süpergüç olarak adım adım yükseliyor.
İsrail ise sadece askeri değil, jeopolitik olarak da kuşatılıyor.
Bu kuşatma bağırarak değil, inşa ederek gerçekleşiyor.
Sonuç: Büyük Resmi Görmek
Türkiye, sadece İsrail’e karşı değil, emperyalizmin bütün odaklarına karşı mücadele veriyor.
Bu mücadele; askeri, teknolojik, diplomatik ve kültürel alanlarda eş zamanlı yürütülüyor.
Yüzeyde sükûnet var, ama derinlerde büyük bir mücadele...
Bu bir hesaplaşma değil, bir yeniden doğuştur.
Bu bir rövanş değil, yeni bir çağın inşasıdır.
Devletimize güvenmek, tarihe sadakat göstermek gibidir.
Çünkü bu millet, sadece geçmişiyle değil, geleceğiyle de büyüktür.
Yorum Gönder