Gazze’nin Sessiz Direnişi: Kadınların Omuzlarında Taşınan Hayat

Gazze’nin Sessiz Direnişi: Kadınların Omuzlarında Taşınan Hayat

 

Gazze’de savaşın görünen yüzü, yıkılmış binalar ve yankılanan sirenlerdir. Fakat görünmeyen bir cephe daha vardır: Hayatın yükünü tek başına taşıyan kadınların sessiz ama sarsılmaz direnişi. Birleşmiş Milletler’e göre 57 binden fazla hanenin kadınlar tarafından yönetildiği Gazze’de, yaklaşık 250 bin kadın ve çocuk en zor koşullarda hayatta kalmaya çalışıyor. Ve bu büyük felaketin merkezinde, kadınların taşıdığı umut ve sorumluluğun ağırlığı bulunuyor.


Savaşın Görünmeyen Kahramanları

Gazze’nin kadınları yalnızca hayatta kalmak için değil; ailesini ayakta tutmak, çocuklarına güven vermek ve yarın için bir parça ışık bulmak için savaş veriyor. Eşlerini kaybeden, tutuklanan ya da sakatlanan kadınlar; bir anda evin lideri, ekmek sağlayıcısı ve koruyucusu oluyor.

Savaş her şeyi yıkarken, annelik yeniden tanımlanıyor:

  • Evin duvarları çökerken bile çocuklara güven aşılamak
  • Gıda ve temiz su bulmak için saatlerce kuyrukta beklemek
  • Bombardıman altında eğitimden kopmayan bir nesil yetiştirmeye çalışmak

Bir Filistinli annenin sözü, bu yükün ağırlığını özetliyor:

“Ağlamaya hakkım yok. Çocuklarım bana baktığında sadece güç görmeliler.”


Yoklukla Gelen Dayanışma

Elektrik yok, ilaç yok, temiz su yok… Buna rağmen Gazze’nin kadınları birbirlerinin yaşam çizgisi oluyor. Komşular aralarında yiyecek paylaşıyor, genç kızlar çocuklara ders veriyor, gönüllü hemşireler yaraları sarıyor. Savaş, onların üzerine çökerken; onlar yaranın üzerine merhem olmayı sürdürüyor.

Bu dayanışma; sadece ihtiyaçların değil, insan onurunun paylaşımıdır.


Psikolojik Yıkımın Sessiz Çığlığı

Her bomba sesi, bir kalbi daha paramparça ediyor. Anneler, çocuklarının korkusunu yutuyor; kendi korkularını derine gömüyor. Fakat her gecenin karanlığında sessizce büyüyen bir acı var:

  • Travma
  • Kaygı
  • Kayıp
  • Geleceksizlik

Yine de her sabah, hayata bir kez daha tutunuyorlar. Çünkü biliniyor ki onlar ayakta kaldıkça, aile de ayakta kalacak.

Kadınların taşıdığı bu yük, sadece bir yaşam mücadelesi değil; ulusal bir kimliğin korunmasıdır. Gazze’de kadın olmak, kapsamı genişleyen bir görevdir:

  • Yuvayı korumak
  • Değerleri aktarmak
  • Direnişi yaşatmak

Savaş, erkeklerin silahlı mücadelesiyle değil; kadınların hayatı tutma yeteneğiyle sürüyor.


Bir Enkazda Yeşeren Umut

Gazze’de her yeni gün, ölümle yaşam arasında bir ince çizgi. Ancak kadınlar bu çizgiyi umutla boyuyor. Çocukları için, aileleri için, vatanları için… Yaşama tutunmak, onların en güçlü eylemi.

Bazıları için bu bir felaketin hikâyesi…
Gazze’deki kadınlar için ise var olma iradesinin destanı.


Son Söz

Gazze’deki savaş, sadece taşları değil; hayatları da yıkıyor. Fakat bu yıkımın ortasında bir gerçek asla değişmiyor:

Kadınlar ayakta kaldığı sürece, Gazze yaşamaya devam edecek.

TRT WORLD 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski