GAZZE SANA GELİYORUZ: Umut ve Dayanışmanın Sesi

GAZZE SANA GELİYORUZ: Umut ve Dayanışmanın Sesi

 

Dünya, Gazze’nin sessiz çığlığını uzun zamandır duyuyor. Bir yanda tarihin en eski çatışmalarından biri, diğer yanda insanlığın ortak vicdanı… “Gazze, sana geliyoruz” mesajı sadece bir slogan değil; o, insanlığın dayanışma çağrısının, umudun ve adalet arayışının sözsüz bir haykırışıdır.

Gazze, yıllardır kuşatma, savaş ve yoksullukla mücadele ediyor. Ama bu şehir sadece acıdan ibaret değil; direnç, kültür ve yaşam sevinciyle dolu. Bugün birçok kişi ve sivil toplum kuruluşu, buradaki çocukların gülüşünü, sokaklarda yankılanan umut dolu adımları ve yaşam iradesini duyurmak için ellerini uzatıyor.

Sana geliyoruz” demek, Gazze’ye yalnız olmadığını hatırlatmaktır. Bu çağrı, sınırları, engelleri ve politik kısıtlamaları aşan bir insani bağın ifadesidir. Dünyanın dört bir yanındaki aktivistler, gönüllüler ve sanatçılar, Gazze’nin sadece bir harita üzerindeki nokta olmadığını; oranın bir insanlık meselesi olduğunu hatırlatıyor.

Bu dayanışma, sadece fiziksel bir ziyaret değil; aynı zamanda farkındalık yaratma, ses olma ve yardım eli uzatma biçiminde de kendini gösteriyor. Her bağış, her mesaj, her sosyal medya paylaşımı Gazze’ye bir nefes, bir umut demektir.

Gazze’ye “geliyoruz” demek, aynı zamanda insanlığa seslenmektir: Sessiz kalmak artık bir seçenek değil. Adaletsizliğe, çaresizliğe ve zulme karşı birleşmek gerekiyor. Çünkü gerçek değişim, sadece duvarların ötesinde değil, kalplerde başlar.

Gazze’ye gitmek bir cesaret göstergesidir; oraya uzanan eller, gönüllerin ve vicdanların birleşimidir. Bu çağrı, bir şehrin hikayesini dünyaya duyurma, insanlık onurunu savunma ve gelecek nesillere umut bırakma eylemidir.

Gazze sana geliyoruz” sadece bir söz değil; bir umut, bir direnç ve bir insanlık manifestosudur. Bu çağrıya kulak verin, ellerinizi uzatın ve insanlık için bir köprü olun. Çünkü Gazze yalnız değildir.

Sumud, Arapça’da “direnmek”, “sabit durmak” anlamına gelir. Filistin halkı için Sumud, sadece bir kelime değil; kuşatma, yerinden edilme ve zorluklar karşısında hayatta kalma stratejisidir. Bu hareket, 1967’den itibaren işgal altındaki topraklarda, özellikle Gazze ve Batı Şeria’da Filistin halkının fiziksel ve kültürel varlığını koruma çabasının sembolü olmuştur.

Sumud, yalnızca silahlı direnişle sınırlı değildir. Bunun yerine, günlük yaşamın her alanında, evlerde, tarlalarda, okullarda ve sokaklarda ortaya çıkar. Sumud, çiftçinin tarlasını terk etmemesi, ailelerin evlerini satmaması, kültürel mirası yaşatması ve toplumun sosyal dokusunu güçlendirmesi anlamına gelir. Bu, bir çeşit “barışçıl direniş” veya “hayatta kalma direnişi” olarak tanımlanabilir.

Gazze’de Sumud hareketi, özellikle kuşatma dönemlerinde çocukların eğitimine devam etmesi, yerel üretimin desteklenmesi ve toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi biçiminde kendini gösterir. Sumud, aynı zamanda uluslararası topluma Filistin halkının varlığını hatırlatma ve haklarını savunma mesajıdır.

Kısacası, Sumud hareketi, Filistin halkının topraklarına, kültürüne ve geleceğine olan bağlılığının bir ifadesidir. Bu hareket, “gazze sana geliyoruz” gibi dayanışma çağrılarıyla birleştiğinde, sadece fiziksel bir varlık mücadelesi değil, aynı zamanda insanlık ve adalet mücadelesi haline gelir.



Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski