Dünya İtalya-Türkiye Görüşmesini Böyle Gördü: Tel Aviv Hazımsızlığını Gizleyemedi
Roma’da gerçekleşen Türkiye ve İtalya arasındaki 4. Hükümetlerarası Zirve, dünya basınında geniş yankı uyandırdı ve özellikle Tel Aviv’de rahatsızlık yarattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin liderliğinde yapılan bu zirve, uluslararası ilişkiler ve bölgesel dinamikler açısından dikkat çekici bir adım olarak değerlendirildi.
Zirvenin İçeriği ve Önemi
Türkiye ile İtalya arasındaki zirve, Ukrayna krizi, savunma işbirliği ve göç politikaları gibi kritik konuları masaya yatırdı. İki ülke arasında imzalanan anlaşmalar, stratejik işbirliğinin derinleştiğini ortaya koyarken, Türkiye’nin NATO ve Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerini güçlendirme çabalarının bir parçası olarak yorumlandı. Bu görüşme, Türkiye’nin Avrupa ile bağlarını sıkılaştırmaya yönelik adımları açısından önemli bir dönüm noktası olarak görüldü.
- Ukrayna Krizi: Zirvede, Rusya-Ukrayna savaşının bölgeye etkileri ve NATO’nun ortak tutumu tartışıldı.
- Savunma İşbirliği: Türkiye ve İtalya, savunma sanayiinde ortak projeler geliştirmek için adımlar attı.
- Göç Politikaları: Akdeniz’deki düzensiz göç sorunu, iki ülkenin ortak gündem maddelerinden biriydi.
Zirvenin ardından yapılan resmi açıklamalar, Türkiye ve İtalya’nın birbirine stratejik birer ortak olarak baktığını ve bu ilişkinin ilerleyen dönemde daha da güçlenebileceğini gösterdi.
Dünya Basınında Yankılar
Zirve, dünya basınında farklı tonlarda ele alındı. Avrupa medyası genel olarak bu görüşmeyi, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde olumlu bir gelişme olarak nitelendirdi. Ancak, asıl dikkat çeken tepki İsrail’den geldi. Tel Aviv merkezli Times of Israel gazetesi, İtalya Başbakanı Meloni’nin Erdoğan ile yakınlaşmasını sert bir şekilde eleştirerek, “Meloni bizi sattı” başlığıyla tepkisini dile getirdi. Bu ifade, İsrail’in görüşmeden duyduğu rahatsızlığın ve hazımsızlığın açık bir göstergesi oldu.
İsrail basınının bu tepkisinin altında, Türkiye’nin Orta Doğu’daki artan etkisi ve İsrail’in bölgesel çıkarlarına yönelik algılanan tehditler yatıyor. Özellikle Türkiye’nin Suriye’deki varlığı ve stratejik hamleleri, İsrail için uzun süredir bir endişe kaynağı. İsrail basınında yer alan analizler, Türkiye’nin Suriye’deki etkisinin giderek büyüdüğünü ve Tel Aviv’in bu duruma alışmak zorunda kalabileceğini vurguladı.
Tel Aviv’in Rahatsızlığı: Nedenler ve Dinamikler
İsrail’in Türkiye-İtalya zirvesine yönelik hazımsızlığı, birkaç temel nedene dayanıyor:
- Türkiye’nin Bölgesel Etkisi: Türkiye’nin Suriye’de istikrar sağlama ve terörle mücadeledeki rolü, Orta Doğu’daki dengeleri değiştirme potansiyeline sahip. İsrail, Türkiye’nin bu artan gücünü kendi güvenlik çıkarları açısından bir risk olarak görüyor.
- Enerji Politikaları: Katar doğal gazının Suriye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması projesi, İsrail’in bölgesel enerji politikalarına alternatif bir rota sunuyor. Bu durum, İsrail’in enerji pazarındaki etkisini zayıflatabileceği için Tel Aviv’de rahatsızlık yaratıyor.
- İtalya’nın Tutumu: İtalya’nın Türkiye ile yakınlaşması, İsrail’in Avrupa’daki müttefikleriyle ilişkilerini etkileyebilir. Meloni’nin Erdoğan ile samimi bir diyalog kurması, İsrail’de “Avrupa’nın Türkiye’ye kaydığı” yönünde bir algıya yol açtı.
İsrail basınındaki yorumlar, Türkiye’nin bu hamlelerinin Tel Aviv’in bölgesel yalnızlığını artırabileceği yönünde bir endişeyi yansıtıyor. Ayrıca, ABD’nin Suriye’den çekilme kararı, Türkiye’nin bölgedeki stratejik pozisyonunu daha da güçlendirebilir ve bu durum İsrail için yeni bir güvenlik sorunu yaratabilir.
Türkiye’nin Orta Doğu ve Batı ile İlişkileri
Türkiye’nin İtalya ile zirvesi, yalnızca Orta Doğu’da değil, küresel ölçekte de dikkatle izlendi. ABD ve diğer Batılı ülkeler, Türkiye’nin bölgedeki rolünü yakından takip ediyor. Türkiye’nin NATO içindeki pozisyonunu güçlendirmesi ve Avrupa ile ilişkilerini derinleştirmesi, Batı ittifakı açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Öte yandan, Türkiye’nin Suriye’deki varlığı ve Orta Doğu’daki stratejik hamleleri, bölgesel dengeleri yeniden şekillendirme potansiyeline sahip.
- Suriye Faktörü: Türkiye’nin Suriye’de istikrarı sağlama ve terörle mücadeledeki rolü, hem ABD hem de İsrail tarafından farklı açılardan ele alınıyor. ABD’nin çekilmesiyle Türkiye’nin bölgedeki ağırlığı artabilir.
- Enerji ve Ticaret: Katar gazının Avrupa’ya taşınması projesi, Türkiye’yi enerji koridorunda kilit bir aktör haline getirebilir.
Sonuç: Yeni Bir Dönemin Habercisi mi?
Türkiye ile İtalya arasındaki 4. Hükümetlerarası Zirve, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin işaretçisi olarak görülebilir. Türkiye’nin Avrupa ve NATO ile ilişkilerini güçlendirme çabaları, küresel ve bölgesel dengeleri etkileyebilecek önemli bir adım. Ancak bu süreç, özellikle İsrail tarafından endişeyle karşılanıyor. Tel Aviv’in hazımsızlığı, Türkiye’nin Orta Doğu’daki artan etkisi ve İtalya ile yakınlaşmasının İsrail’in bölgesel çıkarlarına yönelik algılanan tehditlerden kaynaklanıyor.
Önümüzdeki dönemde, Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni gelişmeler yaşanabilir. Türkiye’nin stratejik hamleleri, hem Batı hem de Orta Doğu’daki aktörler tarafından dikkatle izlenmeye devam edecek. Bu zirve, Türkiye’nin uluslararası arenadaki etkisini bir kez daha gözler önüne sererken, Tel Aviv’in tepkisi, bölgesel rekabetin yeni bir boyut kazandığını gösteriyor.
Yorum Gönder