Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte ABD, tek kutuplu dünya düzeninin belirleyicisi olmuş, İsrail ise bu düzen içinde Orta Doğu’daki en önemli müttefik olarak öne çıkmıştır. Ancak Türkiye–Rusya–Çin eksenli yeni güç bloklarının ortaya çıkması, söz konusu hegemonyayı sorgulayan ve dönüştüren dinamikler yaratmaktadır.
1. Mevcut Durum: Tek Taraflı Güç Politikaları
ABD ve İsrail’in Orta Doğu’daki politikaları, genellikle sert güç unsurlarına dayanmaktadır:
- ABD’nin küresel finans sistemindeki baskınlığı,
 - İsrail’in bölgedeki askeri üstünlüğü,
 - Birleşmiş Milletler’de ABD’nin diplomatik koruması.
 
Bu üç unsur, İsrail’in işgal politikaları ve ABD’nin yaptırım uygulamaları için zemin oluşturmaktadır.
2. Çok Kutupluluğun Yükselişi
Türkiye–Rusya–Çin ittifak ihtimali, Batı merkezli düzenin tek taraflılığını zayıflatabilir. Bu bağlamda:
- Rusya, askeri caydırıcılık ve enerji kaynaklarıyla ABD’nin stratejik esnekliğini sınırlar.
 - Çin, alternatif finans sistemleri ve Kuşak-Yol İnisiyatifi ile ABD’nin ekonomik yaptırımlarını etkisizleştirebilir.
 - Türkiye, İslam dünyasıyla kurduğu tarihsel bağlar sayesinde Filistin meselesinde yeni diplomatik baskı mekanizmaları üretebilir.
 
Bu unsurlar, ABD–İsrail ekseninin “zorbalık” olarak nitelenen politikalarını daha maliyetli hâle getirir.
3. Neden Hemen Değişmez?
- ABD hâlâ küresel rezerv para (dolar) üzerindeki kontrolü elinde tutmaktadır.
 - İsrail’in nükleer caydırıcılığı ve yüksek teknoloji ordusu, kısa vadede bölgesel üstünlüğünü sürdürmesini sağlar.
 - ABD iç siyasetinde İsrail lobisinin etkisi, Washington’un İsrail politikalarında ani değişimi engeller.
 
Dolayısıyla mevcut düzenin sona ermesi kısa vadede beklenmemelidir.
4. Orta Vadeli Senaryolar (5–15 Yıl)
- Sınırlı Güç Senaryosu: Çok kutupluluk arttıkça ABD ve İsrail, tek taraflı müdahalelerinde daha dikkatli davranmak zorunda kalır.
 - Yeni İttifak Arayışları: İsrail, ABD’ye bağımlılığını azaltmak için Rusya veya Çin ile yakınlaşma yolları arayabilir.
 - Diplomatik Dönüşüm: Türkiye’nin arabulucu rolü güçlendikçe, Filistin meselesinde daha fazla müzakere ve diplomasi zorunlu hale gelebilir.
 
5. Riskler ve Fırsatlar
Riskler
- Yeni bloklaşmaların bölgesel çatışmaları artırma ihtimali,
 - ABD’nin güç kaybını telafi için daha sert politikalar izlemesi,
 - İsrail’in caydırıcılığını sürdürmek için radikal adımlar atması.
 
Fırsatlar
- Daha dengeli bir küresel güç dağılımı,
 - Filistin meselesinde adaletli çözümler için yeni diplomatik baskılar,
 - ABD’nin tek taraflı değil, çok taraflı mekanizmalara yönelmesi.
 
Sonuç
Türkiye–Rusya–Çin ekseninin güçlenmesi, ABD–İsrail politikalarının bugünkü “zorbalık” boyutunu sınırlayacak; ancak bu politikaları tamamen sona erdirmeyecektir. Kısa vadede değişim zordur, fakat orta vadede çok kutuplu düzenin yükselişi, ABD ve İsrail’i daha maliyetli, daha hesaplı ve daha diplomatik yöntemlere yönelmeye zorlayacaktır.
Bu süreçte Türkiye’nin oynayacağı rol, yalnızca bölgesel dengeler için değil, küresel adalet anlayışının yeniden şekillenmesi açısından da belirleyici olacaktır.
