En‘âm Sûresi 159. âyet şu şekildedir:
"Dinlerini parça parça edenler, grup grup olanlar yok mu; senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır; sonra O, onlara yaptıklarını haber verecektir."
(En‘âm, 6/159)
Açıklaması:
Bu âyet, dinin özünü bozarak farklı hiziplere, fırkalara ayrılanları eleştiriyor.
- Allah, peygamberine (sav) hitap ederek, bu bölücü insanlarla hiçbir bağının olmadığını bildiriyor.
- Yani, İslam’ı parçalayan, kendi çıkarı için gruplara ayrılan kimseler, Peygamber’in yolunda değildir.
- Nihai hüküm, onların yaptıklarını en iyi bilen Allah’a aittir. Hesap günü onlar, dünyada sebep oldukları ayrılık ve fitnenin karşılığını göreceklerdir.
Bu âyet, ümmetin birlik içinde olması gerektiğini; dinin özünden uzaklaşıp hizipçilik yapanların ise sorumluluğunu Allah’ın huzurunda vereceğini güçlü bir şekilde vurgular.
Günümüze Yansıması
Bu âyet, aslında insanlığın en büyük yaralarından birine dokunuyor: birlik yerine ayrılık.
- Bugün sadece din alanında değil, toplumların her kademesinde parçalanmışlık var. Mezhepçilik, ideolojik kamplaşma, milliyetçilik, hatta sosyal medyadaki küçük gruplara bölünmüşlük…
- İnsanlar “biz” duygusunu kaybedip “benim grubum” duygusuna teslim olduklarında, geriye ortak iyilik ve adalet duygusu kalmıyor.
- Bu da, Allah’ın istediği birlik, kardeşlik ve adalet düzenini zedeliyor.
Modern Dönemde Anlamı
- Dinî açıdan: İslam’ı bir bütün olarak yaşamak yerine, kimileri kendi grubunu hakikat gibi görüp diğerlerini dışlıyor. Oysa Allah, dinin bölünmesini değil, tevhid üzerinde birleşmeyi istiyor.
- Toplumsal açıdan: Bugün ülkeler ve milletler, çıkar çatışmaları yüzünden birbirini yıpratıyor. Bu da hem savaşlara hem de toplumsal güvensizliğe yol açıyor.
- Bireysel açıdan: İnsan, kendi küçük dünyasında bile ego yüzünden dostlarını kaybedebiliyor. Halbuki bu âyet, insanlara “ayrılığa değil, vahdete yönelin” diye çağrı yapıyor.
Mesajı
- Birlik olmadan güç olmaz.
- Hizipçilik, aslında insanı peygamberin yolundan uzaklaştırır.
- Allah, herkesin yaptığını kaydediyor. Ayrılıkla bölücülük yapanların hesabı da O’nun katında verilecek.
“Dinlerini parça parça edenler, grup grup olanlar yok mu; senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır; sonra O, onlara yaptıklarını haber verecektir.”
(En‘âm, 6/159)
Bu âyet, asırlar ötesinden bugüne uzanan güçlü bir ikazdır. İnsanlığın en büyük yarası olan bölünmüşlüğün köküne dokunur.
Parçalanmanın Bedeli
Bugün Müslüman dünyasına bakıldığında mezhep, cemaat ve hizip çatışmaları; toplumlara bakıldığında ideolojik ve siyasi ayrılıklar; dünya genelinde ise çıkar savaşları, insanlığın ortak vicdanını zayıflatıyor.
Her grup kendi hakikatini mutlak doğru ilan ediyor, diğerlerini ötekileştiriyor. Oysa İslam, tevhid inancı üzerine kurulmuş bir dindir: Bir Allah, bir kitap, bir peygamber, bir ümmet…
Modern Çağın Ayrılıkları
- Mezhepçilik: Dini gruplar, çoğu zaman dinin özünden çok kendi liderlerinin sözünü öne çıkarıyor.
- Siyasî kamplaşmalar: İdeolojiler, toplumları ortak değerlerden uzaklaştırıyor.
- Küresel düzeyde: Devletler, insanlığın birliğini değil çıkarlarını gözetiyor. Savaşlar ve ekonomik kavgalar, aslında bu parçalanmışlığın en acı sonucu.
Âyetin Mesajı
En‘âm 159 bize şunu hatırlatıyor:
- Din ve toplum, küçük parçalara ayrıldığında özünü kaybeder.
- Peygamber bile bu hiziplerle bağını koparmışken, Müslümanların böylesi ayrılıkların peşinden gitmesi büyük bir çelişkidir.
- Hesap günü, bu parçalanmanın sebebi olanlar yaptıklarıyla yüzleşecektir.
Çıkış Yolu
- Ortak değerlerde birleşmek.
- Kardeşliği öne çıkarmak.
- Allah’ın emanet ettiği adalet, merhamet ve tevhid ilkesini yeniden canlandırmak.
Birlik olmadan güç olmaz; ayrılık, hem dünyada hem ahirette kayıp getirir.
Bugün insanlığın en çok ihtiyacı olan şey, işte bu âyetin hatırlattığı vahdet ruhudur.