Ortadoğu’da dengeler yeniden altüst oluyor. Dün Katar üzerinden yaşanan gerilim, bugün Yemen sahasında yeni bir cepheye taşındı. İsrail’in Körfez’e yönelik saldırgan politikaları, bölgeyi büyük bir fırtınaya sürüklüyor. Katar’ın “rest” olarak nitelendirilebilecek son çıkışı ise, yalnızca İsrail’i değil, aynı zamanda ABD’nin bölgedeki varlığını da doğrudan hedef alıyor.
Körfez’de Derinleşen Kriz
Uzun süredir İsrail’in Filistin’de yürüttüğü operasyonlar bölgesel bir gerginlik yaratırken, bu kez hedef doğrudan Körfez ülkelerine kaymış durumda.
- Katar, İsrail’in saldırılarını ve yayılmacı politikalarını en sert şekilde eleştiren ülkelerin başında geliyor.
- Yemen üzerinden yürütülen vekalet savaşları, İsrail’in Körfez’deki enerji hatlarını ve güvenlik dengelerini test etme arayışına işaret ediyor.
Bölgedeki tansiyonun yükselmesi, yalnızca Katar ve Yemen’i değil, tüm Körfez’i içine çekebilecek büyük bir çatışma riskini doğuruyor.
Katar’ın Resti: ABD Üsleri Masada
Katar yönetiminin son çıkışı, İsrail’in politikalarına göz yuman ABD’ye de açık bir mesaj niteliğinde.
- Katar, ülkedeki ABD üslerinin varlığını sorgulayan sert bir tutum sergilemeye başladı.
- “Eğer ABD, İsrail’in saldırılarına koşulsuz destek vermeye devam ederse, üslerin kaldırılması gündeme gelebilir” mesajı verildi.
Bu, sadece bölgesel dengeleri değil, küresel güç hesaplarını da derinden etkileyecek bir gelişme anlamına geliyor. ABD’nin Katar’daki varlığı, hem enerji güvenliği hem de Ortadoğu’daki askeri operasyonlar için stratejik önem taşıyor.
İsrail’in Körfez Hamlesi
İsrail’in Körfez’deki varlık gösterme çabası, aslında iki temel amaca dayanıyor:
- Enerji Hatlarını Kontrol Etmek: Katar ve Körfez ülkelerinin dünya enerji piyasalarındaki gücünü sınırlamak.
- Bölgesel Hegemonya Kurmak: Körfez ülkelerini kendi güvenlik konseptine mecbur bırakmak.
Ancak bu hamleler, ters etki yaratarak Körfez ülkeleri arasında yeni bir birlik arayışını da tetikliyor.
Bölgesel ve Küresel Yansımalar
- Körfez’de ABD üslerinin kapanması, Washington’un bölgedeki en önemli kozunu kaybetmesi anlamına gelir.
- Katar ve Yemen üzerinden başlayan bu gerilim, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye gibi aktörleri de doğrudan ilgilendiriyor.
- Küresel enerji piyasaları ise bu gelişmelerden en hızlı etkilenecek alanların başında geliyor.
Sonuç: Körfez’de Fırtına Yaklaşıyor
“Dün Katar, bugün Yemen” söylemi, aslında İsrail’in genişleyen hedeflerini özetliyor. Katar’ın resti, yalnızca bölgesel bir çıkış değil, küresel güçlere verilmiş stratejik bir mesajdır. ABD üslerinin kaldırılması ihtimali, Ortadoğu’daki dengeleri kökten değiştirecek, İsrail’in Körfez’deki planlarını da sekteye uğratacaktır.
Ortadoğu, yeni bir kırılmanın eşiğinde. Bu kırılma, yalnızca bölgesel bir kriz değil, insanlık tarihini etkileyecek kadar büyük bir küresel fırtınanın başlangıcı olabilir.
