21 Eylül günü İstanbul, sadece bir şehir değil; bir vicdanın, bir dayanışmanın ve bir umudun sahnesine dönüştü. Yüzlerce bisikletli, İsrail’in yıllardır sürdürdüğü Gazze ablukasını delmek için yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na destek amacıyla pedal çevirdi.
Bir Vicdan Yolculuğu
İstanbul’un tarihi sokakları, bu kez sıradan bir bisiklet turuna değil, insanlığın ortak değerlerini savunan bir yürüyüşe tanıklık etti. Katılımcılar, ellerinde Filistin bayrakları, sloganlarla ve sessiz direnişin sembolleriyle Gazze’ye uzanan bir umut köprüsü kurdu. Tura katılanlar, “Abluka değil, özgürlük” diyerek sadece Filistin halkının değil, tüm mazlumların sesi olmayı amaçladı.
Küresel Sumud Filosu Nedir?
“Sumud”, Arapçada “sebat” ya da “direniş” anlamına geliyor. Küresel Sumud Filosu, deniz yoluyla Gazze’ye insani yardım ulaştırmayı hedefleyen uluslararası bir girişim. Yalnızca ablukanın hukuksuzluğunu değil, aynı zamanda dünya vicdanının susmadığını göstermek için yola çıkan bu filo, sivil toplumun barışçı çığlığını temsil ediyor. İstanbul’daki bisiklet turu da bu çığlığı güçlendiren bir dayanışma ifadesi oldu.
İstanbul’dan Dünyaya Mesaj
Etkinlik boyunca sadece bisikletler değil, kalpler de aynı ritimde çarptı. İstanbul’un farklı semtlerinden gelen insanlar, farklı kimlik ve yaşlardan katılımcılarla tek bir ses oldular. Bu birliktelik, Filistin meselesinin sadece bölgesel değil, küresel bir insanlık meselesi olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Dayanışmanın Gücü
Gazze, uzun yıllardır abluka altında nefes almaya çalışıyor. Elektrikten gıdaya, tıptan eğitime kadar her alanda büyük kısıtlamalar yaşayan halk için uluslararası dayanışma bir umut ışığı. İstanbul’da düzenlenen bu bisiklet turu, “küçük bir hareketin bile büyük yankılar uyandırabileceğini” hatırlattı. Pedalların dönüşü, adeta zincirleri kırma iradesinin sembolü oldu.
Sonuç: Umudu Taşımak
21 Eylül’de İstanbul’da atılan her pedal, Gazze’ye giden bir dua, bir destek, bir umut oldu. Bu etkinlik, dünyanın farklı yerlerinden yükselen adalet çağrılarının birleştiğinde nasıl güçlü bir sese dönüşebileceğini gösterdi. Belki bir bisiklet turu tek başına ablukayı kaldıramaz, ama insanlığın ortak vicdanını diri tutabilir. Ve bu vicdan, bir gün zincirleri mutlaka kıracaktır.