Gazze’de Açlığın Sessiz Çığlığı: 11 Günde Gelen Ölüm, 21 Ayı Aştı
“Bir ülke sustuğunda, insanlar açlıktan konuşamaz hâle gelir.”
Gazze’de yaşananlar artık yalnızca bir insani kriz değil; tarihe kara bir utanç sayfası olarak kazınan, bilinçli olarak inşa edilmiş kitlesel bir açlık politikasının anatomisidir.
Ölüm, Ekmekten Daha Kolay Ulaşılıyor
Son 11 gün içinde Gazze’de açlık nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı, son 21 ayda açlık kaynaklı ölenlerden fazla. Bu sayı bir istatistik değil; her biri birer hikâye, birer hayat ve bir daha asla sarılamayacak çocuk kolları demek. Gıda, su ve temel ihtiyaçlara erişimin sistematik olarak engellenmesi, artık rastlantısal değil; organize edilmiş bir yok etme stratejisi gibi duruyor.
Birleşmiş Milletler'in bağımsız insan hakları uzmanlarının uyarıları yankı bulmadı. Çünkü bu açlık, yalnızca lojistik bir yetersizlikten değil; planlı bir tecrit ve kuşatma politikasından doğdu. BM’ye göre İsrail, Mart 2025’ten bu yana Gazze’ye bırakılması gereken asgari gıda yardımının yalnızca dörtte birini geçebildi. Bu da, “mükemmel dağıtım” sağlansa bile halkın açlıktan kurtulmasının olanaksız olduğu anlamına geliyor.
Yasaklı Ekmek, Gasp Edilmiş Su
Gazze’de insanlar sadece bombalardan değil, boş buzdolaplarından da ölüyor. İnsani yardım TIR’ları sınırda günlerce bekletilirken, içeride bebekler mama bulamıyor, yaşlılar tedavisiz kalıyor.
Bir dilim ekmek, bir şişe su ve bir avuç un, artık kara borsada satılan hayatta kalma araçlarına dönüştü. Ve bütün bu manzara, dünya kamuoyunun alıştığı bir “olağan felaket” gibi sunuluyor. Oysa bu bir felaket değil; insan eliyle yaratılmış, sürdürülmekte olan bir insanlık ihlalidir.
Sessizlik de Suçtur
Uluslararası topluluk suskun. Diplomatik cümlelerin ardına gizlenen bu suskunluk, Gazze halkının çığlığını bastıramıyor. Bu durumun adı artık açıkça konulmalı: Gıda yardımı engellemek, kitlesel açlığa sebep olmak, savaş suçu değilse nedir?
Açlık, Sadece Midede Değil Vicdanda da Hissedilir
Gazze’de çocuklar açlıktan zayıflıyor, anneler umutsuzluktan susuyor, babalar çaresizlikten ölüyor. Bu sadece fiziksel bir çöküş değil; tüm bir halkın ruhunu hedef alan bir yok ediliştir. Açlık, yalnızca mideyi değil; umutları, inancı, yaşam sevincini de kemiriyor.
Vicdanları Uyandırmak İçin: Harekete Geçme Zamanı
Gazze’de yaşananları yalnızca izlemek, pasif bir tarafsızlık değil; aktif bir ortaklıktır. Uluslararası hukukun, insani vicdanın ve evrensel ahlakın sesi yükselmedikçe, açlıkla öldürülen her canın hesabı bütün insanlığa yazılacaktır.
Sonuç
Gazze’de açlık bir kader değil, bir politikanın sonucudur. Bu nedenle çözümü de insani yardımdan çok daha fazlasını gerektirir: Adalet, hesap verebilirlik ve insan onuruna saygı.
Unutmayalım ki; çocukların açlıktan öldüğü bir dünyada, hiçbir zafer meşru, hiçbir sessizlik masum değildir.
Yazan: | tiwiti10.com
Etiketler: #Gazze #İsrail #AçlıkKrizi #BM #İnsaniYardım #SavaşSuçları #tiwiti10