Dünya gözünü Gazze’ye çevirmişken, perde arkasında sessiz ama dev bütçeli bir oyun oynanıyor. İsrail hükümeti, Google ile yaptığı 45 milyon dolarlık reklam anlaşması ile dijital propaganda sahnesinde yeni bir perde açtı. Bu anlaşma, yalnızca siyasi değil, aynı zamanda etik ve insani açıdan da büyük tartışmaları beraberinde getirdi.
Propagandanın Dijital Sahnesi
Haziran 2025’te imzalanan bu anlaşma, Google ve YouTube’un gücünü kullanarak, İsrail’in Gazze’deki politikasını meşrulaştırmayı hedefleyen kapsamlı bir propaganda kampanyasını içeriyor. Hükümet belgelerinde Google’ın bu süreçte “kilit ortak” olarak tanımlanması, teknoloji devinin rolünü açıkça ortaya koyuyor.
“Hasbara” olarak bilinen, İsrail’in uzun yıllardır uyguladığı kamu diplomasisi stratejisi bu kez küresel ölçekte dijital reklamlara taşındı. Özellikle YouTube’da yayımlanan ve Gazze’deki açlığı inkâr eden videolar, ücretli tanıtımlar sayesinde milyonlara ulaştırıldı.
Neden Bu Kadar Masraf?
Gazze’deki ablukanın ardından dünya kamuoyunun tepkisini bastırma amacıyla yürütülen bu kampanya, yalnızca Google ile sınırlı değil. İsrail hükümeti:
- X (eski Twitter) için 3 milyon dolar,
- Outbrain ve Teads için 2,1 milyon dolar ayırdı.
Böylece, farklı sosyal medya mecraları üzerinden aynı mesaj küresel ölçekte yayıldı.
Dijital Güç, Etik Kriz
Bu tablo, iki önemli soruyu gündeme getiriyor:
- Teknoloji devleri, devletlerin propaganda aracı haline gelmeli mi?
- Gerçeği karartmak için harcanan milyonlar, insani yardım için neden kullanılmıyor?
Google’ın bu anlaşmaya dahil olması, dijital dünyanın yalnızca ticari değil, siyasi ve vicdani sorumluluklar da taşıdığını bir kez daha hatırlatıyor.
45 milyon dolarlık bu kampanya, dijital çağın karanlık yüzünü gösteriyor. Gerçekler, reklamların gölgesinde saklanabilir ama açlıktan ölen çocukların sessizliği, hiçbir algoritmayla susturulamaz.
Tarihin not defterine şu satır düşülecek: Teknoloji devleri, insanlığın trajedisi karşısında nasıl bir tavır aldı?