Uluslararası Sularda Güvensizlik: İsrail’in Hukuksuzluğunun Küresel Yankısı

Uluslararası Sularda Güvensizlik: İsrail’in Hukuksuzluğunun Küresel Yankısı

Denizler, insanlığın ortak mirasıdır. Uluslararası sularda seyreden her gemi, hangi bayrağı taşırsa taşısın, bir milletin değil tüm dünyanın koruması altındadır. Bu koruma, yalnızca bir hukuki madde değil, aynı zamanda uygarlığın ortak vicdanıdır. Çünkü deniz, sınır tanımaz; özgürlüğün ve insanlığın en kadim yoludur.

Ne var ki, İsrail’in uluslararası sularda sergilediği saldırgan tavır, bu vicdani ve hukuki mirası yerle bir etmektedir. Mavi Marmara olayında olduğu gibi, yardım ve dayanışma gemilerine yönelik müdahaleler, yalnızca Filistin halkına değil, denizlerin özgürlüğüne, uluslararası hukukun kalbine atılmış bir darbedir.

Cezasızlığın Gücü

Dünyanın sessizliği, İsrail’e cesaret vermektedir. Uluslararası topluluk, denizlerin hukuksuzca işgal edilmesine göz yumdukça, bu cezasızlık zinciri daha da güçlenmektedir. Bugün Doğu Akdeniz’de bir gemiye yönelen saldırı, yarın Atlas Okyanusu’nda bir sivil inisiyatife yöneltilebilir. Güvensizlik, sınır tanımayan bir gölge gibi yayılır.

Denizlerin Ortaklığına Tehdit

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS), denizleri “insanlığın ortak alanı” olarak tanımlar. Fakat İsrail’in tutumu, bu ortaklığı yok saymaktadır. Bu, yalnızca bir ülkenin saldırganlığı değil, tüm insanlığa yönelik bir tehdittir. Çünkü deniz özgürlüğü kırılırsa, dünyanın kalbi kırılır.

Sessiz Kalan Dünya

Uluslararası kamuoyu, çoğu zaman güçlü devletlerin çıkarlarıyla sınırlı bir tepki gösteriyor. Oysa denizlerdeki güvenlik, yalnızca Filistin meselesiyle sınırlı değildir; tüm milletlerin geleceğini doğrudan ilgilendirir. Eğer uluslararası toplum bugün denizlerdeki hukuk dışı saldırılara dur demezse, yarın hiçbir ülke kendi gemisinin güvenliğinden emin olamayacaktır.

Sonuç: İnsanlığın Vicdanına Çağrı

Denizler insanlığın damarlarıdır. Bu damarlara yönelen her saldırı, uygarlığın kalbine işlenmiş bir hançerdir. İsrail’in uluslararası sulardaki saldırganlığına karşı durmak, yalnızca Filistin’i savunmak değil; insanlığın ortak geleceğini, denizlerin özgürlüğünü, hukukun evrenselliğini savunmaktır.

Dünya, artık şu gerçeği görmek zorundadır: Uluslararası sularda bile güvende değilsek, hiçbir yerde güvende değiliz.



Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski