Dijital Feodalizm: Yeni Orta Çağ’ın Şafağında Mıyız?
"Veri toprak, algoritma lord, sen ise sadece bir kiracısın..."
Bir zamanlar feodal lordlar vardı; toprak onların, üretim onların, karar onların… Halk ise yaşamını sürdürebilmek için sadakat yeminleriyle bağlanır, alın teriyle başkalarının servetini büyütürdü. Bugünse bir başka çağda, bir başka efendi düzeninde yaşıyoruz: Dijital Feodalizm.
Yeni Düzenin Haritası
Dijital feodalizm, bilgi çağının görünmeyen zincirlerinden örülü yeni bir hiyerarşiyi işaret eder. Bu sistemde:
- Toprak veridir.
- Şato sunuculardır.
- Feodal lordlar ise Big Tech şirketleridir.
Kullandığımız her uygulama, bastığımız her tuş, izlediğimiz her video, algoritmaların gıdası, dijital lordların hazinesi olur. Facebook, Google, Amazon, TikTok, X... Hepsi dijital toprak ağaları gibi davranıyor: Senin ürettiğin veriyi senin adına topluyor, işliyor ve kar ediyor. Sen ise içerik üretirken, izlerken, beğenirken yalnızca onların imparatorluğuna hizmet ediyorsun.
Bilişsel Kölelik: Seçme Özgürlüğü mü, Algoritmik Zincir mi?
Orta Çağ’da köylüler topraklarını terk edemezdi, bugünse kullanıcılar platformlarını... Elbette bir Facebook hesabını silmek mümkün, ama sosyal çevren orada mı? İş fırsatların LinkedIn’de mi? Arkadaşların WhatsApp’ta mı? Seni oraya bağlayan şey, ihtiyaç kılığında pazarlanan sosyodijital zorunluluk.
Dijital feodal düzen, sadece veriye değil, zihinsel yaşama da hükmediyor. Algoritmalar, ne göreceğini, ne hissedeceğini, hatta ne düşüneceğini yönlendiriyor. Bu, yalnızca ekonomik değil, duygusal ve bilişsel bir tahakküm.
Dijital Lordlar: Modern Şirket Devletleri
Meta, Amazon, Google, Apple ve Microsoft gibi teknoloji devleri artık sadece şirket değil, adeta özerk dijital devletler. Kendi kuralları, mahkemeleri (moderasyon sistemleri), hatta kendi paraları (kripto paralar, dijital cüzdanlar) var. Hatta kimliğin bile onların sistemlerinde doğuyor: Google hesabın yoksa, bir nevi "vatansızsın".
Bu dev yapılar, ulus devletlerin vergi yasalarından kaçar, rekabet kurallarını esnetir, hukukun üstünde konumlanır. Dijital feodalizm, ulusal egemenliği tehdit eden supranasyonel güçlerin yükselişi anlamına da gelir.
Kurtuluş Mümkün mü?
Dijital feodal düzene karşı uyanmak, farkında olmakla başlar. Veri egemenliği ve dijital vatandaşlık hakları, yeni çağın özgürlük mücadelesinin temel taşlarıdır. Özgür yazılımlar, şeffaf algoritmalar, merkeziyetsiz ağlar (Web3), dijital kooperatifler bu düzene karşı birer direniş formudur.
Avrupa'nın getirdiği GDPR gibi veri koruma yasaları; kripto dünyasında doğan DAO’lar (merkeziyetsiz otonom organizasyonlar), dijital kamusal alanlar yaratmaya çalışan açık kaynak toplulukları, bu yeni feodalizme karşı atılan adımlardır.
Yeni Orta Çağ mı, Dijital Rönesans mı?
Dijital feodalizm, insanlığı yeniden "veri serfleri" haline getirme riskini taşıyor. Ancak bilinç, örgütlenme ve teknolojiyle bu döngü kırılabilir. Tarih gösterdi ki hiçbir imparatorluk ebedi değil; ne Roma kaldı, ne Versailles… Ve belki de en büyük devrim, bir parmak dokunuşuyla başlayacak.
"Bugün algoritmaların kölesi olan zihin, yarın dijital rönesansın sanatçısı olabilir."