Hadi Lan, İnsanmısınız Siz?
Gazze’nin çocukları açlıktan gözleri kısılıyor, kadınları ekmeksiz, erkekleri çaresizlikle susuyor. Dünyanın gözü önünde bir halk, adım adım ölüme terk ediliyor. Bu, sadece bombaların gölgesinde değil, aynı zamanda sessizliğin karanlığında gerçekleşiyor.
İnsanlık, kendisine sorulması gereken en ağır soruyla yüzleşiyor:
“Hadi lan, insanmısınız siz?”
Bir halk aç bırakılırken, suyu kesilirken, ilaçları engellenirken; ekranların karşısında seyretmek, uluslararası salonlarda diplomatik tiyatrolar izlemek… Bütün bunlar aslında suça ortak olmaktır. Sermayenin köleleri, çıkarın ve ticaretin zincirleriyle ellerini bağlamış, suskun bir vicdansızlıkla olan biteni izliyorlar.
Gazze’de açlıktan ölen her çocuk, yalnızca işgalcinin kurşunuyla değil, aynı zamanda dünyanın suskunluğuyla öldürülüyor. İnsanlık dediğimiz şey, yalnızca kendi kapısının önünü süpürmek değil; başkasının acısını da kendi acısı bilmek değil midir? Öyleyse bu suskunluk, insanlığın ölüm fermanı değil de nedir?
Bugün Gazze’de ekmek yoksa, su yoksa, nefes almak bile bir mucizeye dönüşmüşse, bunun tek sorumlusu sadece saldıranlar değildir. İzleyenler, sessiz kalanlar, “ekonomik çıkar” diyerek kanı seyredenler de aynı zincirin halkalarıdır.
Bir halkın açlıktan ölüme yürütülmesi, dünyanın en büyük utancıdır. İnsan olmanın anlamı, bir başkasının karnı açken tok yatmamaktı. Ama şimdi görüyoruz ki, tok yatmak değil; açlığı izleyip sessiz kalmak, yeni normal haline getirildi.
O yüzden bir kez daha sorulmalı:
Hadi lan, insanmısınız siz?
Eğer insanlık hâlâ ölmediyse, bu ses Gazze’den yükselen bir çığlık değil, hepimizin içine düşen bir ateştir. Ve ateş, ya suskunluğu yakar ya da yürekleri ayağa kaldırır.
Hadi Lan, İnsanmısınız Siz?
Gazze’de çocuklar aç,
Ellerinde ekmek değil taş,
Gözlerinde yorgun bir bakış,
Ama dünya susar,
Sermayenin zincirinde bağlı.
Hadi lan, insan mısınız siz?
Bir halkı açlığa gömüp,
Ekranlardan seyredip,
Vicdanınızı susturup,
Yüreğinizi betonla örüp,
Hadi söyleyin, insan mısınız siz?
Her damla suyu engellediniz,
Her lokmayı yasakladınız,
Bir halkın nefesini sıktınız,
Ve siz sustunuz…
Dünya döndü, ama insanlık öldü.
Gazze’nin çocukları
Gökyüzüne bakıp aç dua ederken,
Siz lüks sofralarda gülüp,
Sessizliği altın gibi sakladınız.
Ama unutmayın,
Her lokma ekmeğinizde bir çocuk nefesi,
Her suskunluğunuzda bir annenin feryadı var.
Hadi lan, insan mısınız siz?
Eğer insanlık buysa,
Taş daha merhametli,
Kum daha vicdanlı,
Gökyüzü bile sizden daha adil.