Hayalini Kurduğun Hayat: Tuğla Tuğla, Gün Gün İnşa Edilir
İnsanın içinde, bazen sessizce, bazen de yüksek sesle yankılanan bir özlem vardır: “Keşke hayatım böyle olsa…”
Ancak acı ve aynı zamanda kurtarıcı bir gerçek var: İstediğin hayat, sana hazır bir hediye olarak sunulmaz.
O hayat, sabrın, emeğin, cesaretin ve inancınla, tuğla tuğla inşa edilir.
Hayallerin Haritası: Nereye Gitmek İstiyorsun?
Her büyük inşa, bir planla başlar. Mimari bir çizim olmadan yükselen bir bina, en küçük fırtınada yıkılır.
Hayat da böyledir.
Önce kendine sorman gerekir:
- Kim olmak istiyorum?
- Neyi savunuyorum?
- Hangi değerlerle yaşamayı seçiyorum?
Bu soruların cevapları, hayallerinin temelini oluşturur. Temel sağlam değilse, üstüne ne koyarsan koy, çöküş kaçınılmazdır.
Tuğla: Küçük Adımların Gücü
Büyük hedefler göz korkutabilir. Ama unutma, hiçbir büyük yapı tek günde bitmez.
Her gün attığın küçük adımlar, yerleştirdiğin bir tuğla gibidir.
Bugün öğrendiğin bir beceri, yarın kurduğun bir bağ, öbür gün verdiğin cesur bir karar… Hepsi birer yapı taşıdır.
Ve bil ki, bazen günün tuğlası, sadece yeniden denemek olabilir.
Harç: İnanç ve Disiplin
Tuğlaları bir arada tutan şey, harçtır. Hayatta bu harç, inancındır.
Kendine inanç…
Yapabileceklerine inanç…
Ve en zor günlerde bile “Bu da geçecek” diyebilecek kadar güçlü bir yürek…
Disiplin ise bu inancı koruyan duvardır. Tutarlılık olmadan hiçbir inşa uzun ömürlü olmaz.
Fırtınalar ve Yeniden İnşa
Hayat, inşaat alanına ansızın gelen fırtınalar gibidir. Bazen biriktirdiğin tuğlalar devrilir, planların bozulur.
İşte o anlarda iki seçeneğin olur:
Ya yıkıntılar arasında oturup şikâyet edersin,
ya da yeniden başlarsın.
Ve şunu bil: Yeniden başladığında, ellerin daha tecrübeli, kalbin daha dirençlidir.
Bitmeyen Bir Yapı
Hayatın güzelliği, aslında hiçbir zaman “tamamlanmamasıdır.”
Sen değiştikçe, hedeflerin, önceliklerin ve hayallerin de değişir. Her tuğla, seni farklı bir insana dönüştürür.
Ve bir gün dönüp baktığında, göreceğin şey yalnızca yaptıkların değil, kim olduğundur.
Son Söz
İstediğin hayat, bir mucizeyle sana verilmez.
O, sabrının, emeğinin, inancının ve cesaretinin bir eseridir.
Her gün, bir tuğla koy.
Bazen küçük, bazen büyük… Ama her gün.
Çünkü bir gün, inşa ettiğin o duvarların arasında, hayalini kurduğun hayatı yaşayacaksın.
Hikâye – “Tuğlacı”
Küçük bir köyde, herkesin tanıdığı yaşlı bir tuğlacı vardı. Adı Hasan Usta’ydı. Her sabah güneş doğmadan kalkar, eline mala ve tuğlalarını alır, sessizce çalışmaya başlardı.
Onun evinin temeli yıllar önce atılmış, ama duvarları hiç tamamlanmamıştı. Köylüler, “Hasan Usta niye bitirmiyor şu evi?” diye merak ederdi.
Bir gün genç bir delikanlı, dayanamayıp sordu:
— Usta, niye her gün az az yapıyorsun? Bir günde bitirirsin bu işi.
Hasan Usta gülümsedi:
— Ev dediğin, hayatın kendisidir evlat. Acele edersen duvar çürük olur, fırtınada yıkılır. Ben her tuğlayı, sabırla ve sağlam yerleştiriyorum. Çünkü bu evin içinde huzur yaşayacak.
Yıllar geçti, ev bitti. Ama bu sırada Hasan Usta’nın oğlu büyümüş, torunları olmuştu. Ev, sadece taş ve harçtan ibaret değildi artık; sevginin, emeğin ve sabrın simgesiydi.
O günden sonra köylüler, aceleyle yaptıkları işlerin yıkıldığını, sabırla yapılanlarınsa nesiller boyu kaldığını öğrendi.
Şiir – “Tuğla Tuğla”
Güneş doğar, ben başlarım
Bir tuğla koyar, dua ederim.
Her gün biraz, vazgecmeden.
Hayal eder yaparım
Rüzgâr eser, yağmur vurur
Düşer bazen, umut
Ama elim vazgeçmez hiç
Tuğla tuğla, yol alırım.
Bir gün bakarım, gökyüzüne değmiş
O duvar, gönlümün emeğiyle örülmüş
Anlarım ki hayat, verilmez bana
Ben ördüm onu, tuğla tuğla