Avrupa Silahlanıyor, İnsan Gücü Eksik Kalıyor: İspanya Neden Asker Bulamıyor?
Avrupa, güvenlik pusulasının sert biçimde kuzeye ve doğuya döndüğü bir çağdan geçiyor. Ukrayna savaşı, NATO’nun yeniden şekillenen rolü ve küresel güç dengelerindeki kırılmalar, kıtayı hızla bir savunma seferberliğine sürüklüyor. Bütçeler artıyor, yeni nesil silah sistemleri sipariş ediliyor, askeri doktrinler güncelleniyor. Ancak bu metal ve teknoloji çağında gözden kaçan bir gerçek var: Ordular yalnızca makinelerle değil, insanlarla ayakta durur.
İspanya bu gerçeğin en çarpıcı örneklerinden biri. Savunma harcamalarını artırmasına, NATO ve AB yükümlülüklerini ciddiyetle ele almasına rağmen Madrid, sessiz ama derin bir krizle karşı karşıya: Yeterli asker bulunamıyor.
Gönüllülük Modelinin Sınırları
İspanya, 2001 yılında zorunlu askerliği kaldırarak tamamen profesyonel ordu modeline geçti. O dönem bu karar, modernleşmenin ve demokratikleşmenin doğal bir sonucu olarak görüldü. Ancak aradan geçen yıllar, gönüllülüğe dayalı sistemin kırılgan yönlerini açığa çıkardı.
Bugün İspanyol ordusu, hedeflenen personel sayısının gerisinde. Özellikle kara kuvvetlerinde yaşanan açık, operasyonel kapasiteyi zorlayan bir boyuta ulaşıyor. Sorun yalnızca yeni asker bulmak değil; mevcut personeli elde tutmak da giderek zorlaşıyor.
Gençler Neden Üniformadan Uzak Duruyor?
Bu sorunun yanıtı tek bir nedene indirgenemez. Ancak bazı başlıklar öne çıkıyor:
- Demografik Gerçekler: İspanya, Avrupa’nın en hızlı yaşlanan nüfuslarından birine sahip. Genç nüfus daralırken, ordu için potansiyel insan kaynağı da doğal olarak küçülüyor.
- Ekonomik Alternatifler: Gençler için sivil sektörde daha esnek, daha kazançlı ve daha az riskli kariyer seçenekleri mevcut. Ordu, bu rekabette cazibesini yitiriyor.
- Toplumsal Algı: Uzun süredir doğrudan bir askeri tehdit algısı yaşamayan toplumlarda, askerlik “hayatın merkezinde” bir görev olmaktan uzaklaşıyor. Üniforma, artık bir çağrıdan çok bir fedakârlık sembolü olarak görülüyor.
- Çalışma Koşulları: Uzun görev süreleri, aile hayatıyla uyumsuzluk ve sınırlı terfi imkanları, özellikle orta rütbelerde ciddi bir memnuniyetsizlik yaratıyor.
Zorunlu Askerlik Tartışması Geri mi Dönüyor?
Almanya, Fransa ve İskandinav ülkelerinde yeniden alevlenen “ulusal hizmet” tartışmaları, İspanya’da da dikkatle izleniyor. Ancak Madrid’de bu konu hâlâ politik olarak hassas. Zorunlu askerlik, geçmişte toplumsal bölünmelere yol açmış bir uygulama olarak hatırlanıyor.
Buna rağmen uzmanlar, klasik anlamda bir zorunlu askerlikten ziyade, esnek ulusal hizmet modellerinin gündeme gelebileceğini savunuyor. Askerî, sivil savunma, siber güvenlik veya afet yönetimi gibi alanları kapsayan karma sistemler, hem toplumsal katkıyı artırabilir hem de orduya dolaylı bir insan kaynağı sağlayabilir.
Para Yetmez, Anlam Gerekir
İspanya örneği, Avrupa için daha büyük bir gerçeğe işaret ediyor: Savunma yalnızca bütçeyle inşa edilmez. Tanklar satın alınabilir, jetler üretilebilir; ancak aidiyet duygusu, görev bilinci ve toplumsal meşruiyet parayla yaratılmaz.
Avrupa ordularının önündeki asıl sınav, genç kuşaklara şu soruya ikna edici bir yanıt verebilmekte yatıyor:
“Neden hizmet etmeliyim?”
Bu yanıt verilmeden, savunma planları eksik kalacak. Çünkü güvenlik, yalnızca çelikten değil; insan iradesinden, inançtan ve ortak kader duygusundan örülür. Avrupa silahlanıyor olabilir, ancak insan gücü olmadan bu silahlar sessiz kalmaya mahkûmdur.
