Çin Halk Kurtuluş Ordusu (ÇHKO)-nun askeri harekâtları ve yeni dönemin gölgesi

Çin Halk Kurtuluş Ordusu (ÇHKO)-nun askeri harekâtları ve yeni dönemin gölgesi

2025 bahar ayında, Çin ordusu — Kara, Deniz, Hava ve Roket kuvvetlerini içeren — önemli tatbikatlar gerçekleştirdi. Bu tatbikatların en dikkat çekenlerinden biri, Strait Thunder–2025A kod adlı harekâttı: ÇHKO, üsteğmenlik bildirisine göre, ada çevresinde tam ölçekli kuşatma, deniz-hava koordinasyonu, karadan-hedeflere saldırı ile ablukayı simüle etti.

Tatbikat kapsamında; uçak, savaş gemisi, füzeler ve insansız hava araçları birlikte görev aldı; amaç, adaya yönelik en uç senaryoları test etmek, hazırlık ve caydırıcılık kapasitesini sergilemekti.

Çin yönetimi, bu tatbikatları “bağımsızlık yanlılarına, dış müdahalelere ve ayrılıkçılık güçlerine sert bir uyarı” olarak tanımladı.

Uluslararası arenadan yükselen tepkiler gecikmedi; özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD), bu tatbikatları “istikrarsızlaştırıcı ve bölgesel güvenliği tehdit eden bir adım” olarak nitelendirdi.

Bu adımlar, barış yerine — en azından görünürde — güç ve savaş hazırlığı sinyalleri verdi. Bölgede huzur yerini uyarıya bıraktı.


Cephe Genişliyor: Japonya, Taiwan, Denizde Yeni Gerilimler

Ancak bu yalnızca ada çevresindeki bir gösteri değil. 2025 sonbahar-kış döneminde gerginlik farklı yönlere yayılmaya başladı.

Özellikle Japonya ile ilişkiler — yeniden — ısındı. 7 Aralık 2025’te, Japon savunma yetkilileri, bir veya birden fazla J-15 savaş uçağının radar kilidi ile F-15 Japon jetlerini hedef aldığı iddiasını gündeme getirdi. Olay, uluslararası sularda, Okinawa yakınlarında yaşandı. Tokyo yönetimi bu eylemi “tehlikeli” olarak nitelendirdi ve Pekin’e resmi protesto sundu.

Çin tarafı ise bu iddiaları reddetti; uçuşların önceden ilan edilmiş eğitim görevleri olduğunu söyledi ve Japonya’yı provokasyonla suçladı.

Bu olay, yalnızca bir radar kilidi değil — sembolik anlamda da büyük: Asya-Pasifik’teki silahlı gerilimin sadece adalar çevresinde değil, uluslararası sularda da kendini hissettirdiğini gösteriyor.

Aynı zamanda, bölgede dengeler yeniden tanımlanıyor. Komşu ülkeler — özellikle ada devleti çevresindekiler — olası senaryolara karşı güvenlik önlemlerini artırıyor, diplomatik sessizlik yerini karşılıklı suçlamalara bırakıyor.


Gölgeler Altında Barış mı, Kıyamet mi? — Riskler, Olasılıklar, Uluslararası Kaygı

Bu atmosferde, “kıyamet savaşı” — yani küresel ölçekte bir çatışma — hâlâ uzak görünüyor; ancak “bölgesel savaş riski”, “kazara tırmanma”, “stratejik kazalar” göz ardı edilemez.

  • Çinli yetkililerin sert söylemleri, tatbikatlar ve medya kullanımı, hem caydırıcılık hem de psikolojik savaş unsuru taşıyor. Bu, barışı korumaktan ziyade kuvvet ve baskı üzerine kurulu bir diplomasinin işareti olabilir.

  • Özellikle radar “kilidi” gibi hadiseler, kasıtlı olmasa bile yanlış hesaplar, hata ve provokasyon riskini artırıyor. Bu da kazara bir çatışmaya yol açabilir — “küçük bir kıvılcım, büyük bir yangına dönüşebilir.”

  • Uluslararası toplum, bu gerilim hattını dikkatle izliyor. Deniz yolları, ticaret rotaları, enerji nakli — hepsi bu çatışma ve belirsizlik senaryolarıyla kırılganlık yaşayabilir.

Ancak hâlâ diplomasi, ekonomik bağlılık, dış ilişkiler ve “acı kazanımlar”ın maliyeti; bu savaşı küresel ölçekte başlatacak aktörler için çok büyük. Bu yüzden bugün için — en olası senaryo: baskı, gösteri, caydırıcılık — ama küresel kıyamet değil.


Sisli Ufuklarda Bir Eşik

Bu dönemde, dünya sahnesi bir nevi askeri ve psikolojik bir prova alanı hâline dönüştü. Uçaklar, gemiler, tatbikatlar, tehditler — hepsi aynı perdenin farklı perdeleri gibi.

Ama sahne hâlâ kuruluyor; perde kapanmasa da, asıl oyunun dozu, hem cesaret hem korku hesaplarına bağlı olacak.

Bugün sessizlik ve diplomasi galip gelebilir. Yarın — bir yanlış hesap, bir provokasyon, bir “yanlış radar kilidi” — her şeyi değiştirebilir.


Denizlerde Devriye ve Donanma Yığını — Çin’in En Büyük Gösterisi

Son günlerde People's Liberation Army (PLA) donanması, Doğu Asya sularında benzeri görülmemiş bir yayılma ve deniz gücü gösterisi sahneye koydu. East China Sea’den başlayarak South China Sea’ye, Yellow Sea’den batı Pasifik’e uzanan geniş bir deniz alanında — “yüzün üzerinde savaş gemisi ve sahil güvenlik unsuru” aynı anda devredeydi.

Bu yığınak, birçok ülkenin dikkatini çekti. Taiwan Strait (Tayvan Boğazı) ile sınırlı kalmayıp, tartışmalı sulardan uluslararası rotalara kadar yayılan bir harekât; bu da ilk bakışta “resmî tatbikat” sınırlarını aşıyor.

Resmî açıklamaya göre bu faaliyetler “deniz güvenliği, rutin devriye ve kriz öncesi kontrol tatbikatları” kapsamında. Ancak analistler, tarihsel olarak bu kadar yoğun bir gemi ve donanma topluluğunun “gösteri — caydırıcılık” mesajı vermek amacı taşıdığını vurguluyor.

Bu hareketlilik, bölgedeki deniz trafiği, enerji nakil hatları ve uluslararası ticaret yolları üzerinde belirsizlik yaratarak — sadece askeri değil, ekonomik ve jeopolitik etkiler de doğurma potansiyeli taşıyor.


Radar Kilidi ve Japonya Tepkisi — Askerî Tencerenin Kızıştığı An

En dramatik ve somut tırmanışlardan biri, 7 Aralık 2025 tarihinde yaşandı: Japon yetkililer, Çin savaş uçaklarının Okinawa adası güneydoğusunda — uluslararası havada — Japon jetlerine radar kilidi (fire-control radar lock) attığını açıkladı.

Bu eylem, yalnızca bir provokasyon değil — uluslararası uçuş güvenliği açısından “son derece tehlikeli” kabul edildi. Japonya’nın savunma bakanlığı olay için resmî protesto verdi; savunma bakanı bu davranışı “gereksiz, tehlikeli ve son derece üzücü” olarak nitelendirdi.

Çin tarafı ise jetlerinin rutin askeri tatbikat yaptığını öne sürdü; Tokyo’nun güvenlik iddialarını reddetti. Ancak bu tür radar kilidi olayları, teknik kazaların ya da yanlış hesapların bile büyük bir askeri tırmanmaya dönüşebileceğini hatırlatıyor — “küçük bir kıvılcım” an meselesi.

Bu gelişme, bölgedeki askeri-gerilim hattını sadece deniz ve hava platformlarında değil, aynı zamanda psikolojik ve diplomatik cephede de derinleştirdi.


Tepkiler, İttifaklar ve Bölgesel Dinamikler — Diplomasi ve Bloklaşma

Bu adımlar karşısında, bazı aktörler hemen safını seçti ya da konumlarını netleştirdi. Taiwan ve Japan resmi açıklamalarla birlikte endişe ve tepki verdi. Taipei, Çin donanmasının yayılmasını “bölgesel istikrarı sarsan ve tehdide açık bir hamle” olarak nitelendirdi.

Tokyo ise radar kilidi olayının ardından — hem kendi halkına hem de bölgeye — “barış ve güvenliği korumak için kararlı ama temkinli adımlar” sözü verdi. Aynı zamanda, bu dönemde savunma ortaklarıyla askeri ve diplomatik koordinasyonu artırma vurgusu yapıldı.

Bu gelişmeler, artık bölgesel gerilimin yalnızca Çin–Tayvan ekseninde değil, çok taraflı bir çekişme sahnesine dönüşebileceğini gösteriyor. Deniz yolları, deniz altı enerji koridorları, ticaret güzergâhları — hepsi bu yeni dengede risk altında.

Bazı analizciler, bu durumun — uzun vadede — daha geniş ittifakları, askeri harcamaları ve uluslararası bloklaşmaları besleyebileceğini düşünüyor. Siyasi ilişkiler, ekonomi, güvenlik politikaları yeniden şekilleniyor. 


Moskova–Pekin Yakınlaşması: Yeni Güvenlik Dönemi ve “Ortak Kader” Mesajı

Gerilim sadece Asya-Pasifik sularında değil; Rusya ile Çin arasındaki askeri dayanışma da dikkat çekiyor. Aralık 2025’te, iki ülke Rus topraklarında üçüncü kez ortak füze savunma tatbikatı gerçekleştirdi. Bu tatbikatın amacı, resmî açıklamalara göre, her iki ülkenin bölgesel güvenlik tehditlerine karşı ortak savunma hazırlığını güçlendirmekti.

Uzmanlara göre bu tatbikatlar — ekonomik bağımlılığın da etkisiyle pekişmiş bir askeri bloklaşma işaret ediyor. Washington merkezli güvenlik çevreleri, bu askeri yakınlaşmanın; Pasifik’ten Avrupa sınırlarına uzanan bir jeopolitik yarılma oluşturduğunu belirtiyor. Tatbikatın zamanlaması, Çin’in Doğu Asya’daki agresif adımlarıyla eş zamanlı olduğundan, dünyaya verilmiş net bir stratejik mesaj olarak okunuyor.

Bu tablo, krizlerin yalnızca bölgesel olmadığını; küresel diplomasinin ana eksenlerinde fay hatlarının derinleştiğini gösteriyor.


Ekonominin Sessiz Savaşı: Ticaret Rotaları ve Enerji Güvenliği

Çin’in East China Sea ve çevresine yüzlerce gemilik devriye ve yığınak göndermesi, yalnız askeri caydırıcılık değil; aynı zamanda ticari ve lojistik baskı unsuru olarak da görülüyor. Bu dev askeri varlık, uluslararası deniz yollarında tehdit algısını artırarak, mal ve enerji tranzitinin güvenliğini riske atıyor.

Bu bölgeler:

  • Dünya LNG ve petrol taşımacılığının önemli %’lik dilimini taşıyor,
  • Küresel tedarik zinciri için hayati liman bağlantıları içeriyor.

Tayvan yönetimi, bu askeri yayılmayı “bölgesel istikrarın çekirdeğine yönelmiş tehdit” olarak nitelendiriyor.

Dünya ekonomisi, hassas bir terazide: tek bir yanlış adım, milyarlarca dolarlık bir ticaretin çökmesine, enerji fiyatlarının şok dalgalarıyla yükselmesine yol açabilir.


Soru İşareti: Bir Kaza Mı, Kıvılcım Mı? — Tırmanmanın Eşiği

Japonya ile Çin savaş jetleri arasında yaşanan radar kilidi olayı, bir provokasyon değilse bile çok tehlikeli bir eşik. Tokyo bu eylemi, bölgesel güvenlik ve uçuş emniyetine yönelik “gereksiz ve tehlikeli” bir risk olarak sınıflandırdı.

Çin, bu iddiaları “planlı eğitim uçuşu” diyerek reddetti; böylece iki başkentin açıklamaları arasındaki hakikat savaşı da su yüzüne çıktı.

Stratejistler, şu risklere dikkat çekiyor:

  • Hesap hatası → gerçek çatışmaya dönüşebilir
  • Pilot kararı → ulusal karar mekanizmasını tetikleyebilir
  • Tek bir mermi → büyük bir bloklaşmayı harekete geçirebilir

Uluslararası gözlemciler, tansiyonun kasıtlı değilse bile “kazara tırmanma” ihtimalinin giderek arttığını vurguluyor. Gökyüzünde bir anlık panik, diplomasi masasında yılların çalışmasını yıkabilir.


Dünyanın Nefesi Daralıyor, Perde Açık

Bugün gördüğümüz tablo, henüz savaşın tam ışıkları altında değil. Ama sahne aydınlanıyor:

  • Donanmalar sahnede,
  • Jetler prova yapıyor,
  • Diplomasinin sesi ise giderek kısılıyor.

Bu nedenle:

“Kıyamet Savaşı geliyor mu?”
Henüz değil.
Fakat gelmeyecek demek, artık kimse için kolay değil.

Her ülke, kendisi için son perdenin nerede başlayacağı sorusunu sessizce masasında tutuyor.

CNN TÜRK 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski