Doğu Akdeniz’de Kırılma Anı: Türkiye Karşıtı İttifaka Yunanistan’dan İlk İtiraz

Doğu Akdeniz’de Kırılma Anı: Türkiye Karşıtı İttifaka Yunanistan’dan İlk İtiraz


Doğu Akdeniz’de Kırılma Anı: Türkiye Karşıtı İttifaka Yunanistan’dan İlk İtiraz

Doğu Akdeniz uzun süredir yalnızca enerji hatlarının değil, aynı zamanda tarihsel korkuların, jeopolitik hesapların ve kırılgan ittifakların da kesişme noktası. Türkiye karşıtlığı temelinde şekillenen; İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’dan oluşan üçlü yapı, yıllardır bölgesel dengeyi Ankara aleyhine dönüştürmeyi hedefleyen bir stratejinin omurgasını oluşturuyordu. Ancak bu “şer ittifakı” olarak nitelendirilen blokta ilk kez, Yunanistan’ın kendi içinden yükselen ciddi bir itiraz sesi duyuldu.

Yunan gazeteci ve analist Leonidas Vatikiotis, yayımladığı çarpıcı analizde bu ittifakın hem Yunanistan’ın ulusal çıkarlarına hizmet etmediğini hem de ülkeyi tehlikeli bir jeopolitik körlüğe sürüklediğini açıkça dile getirdi. Bu çıkış, yalnızca bir köşe yazısı değil; Atina’nın uzun süredir sorgulanmadan sürdürülen dış politika reflekslerine karşı entelektüel bir başkaldırı niteliği taşıyor.


“Türkiye Karşıtlığı Bir Strateji Değil, Bağımlılıktır”

Vatikiotis’in analizinin merkezinde net bir tespit yer alıyor:
Yunanistan’ın dış politikasının, kendi vizyonu yerine Türkiye karşıtlığı üzerinden tanımlanması.

Gazeteciye göre Atina, İsrail ve Güney Kıbrıs ile kurduğu bu eksende, bağımsız bir aktör olmaktan ziyade, büyük güçlerin Doğu Akdeniz’deki taşeronluğunu üstlenmiş durumda. Türkiye’yi çevreleme amacıyla atılan her adım, Yunanistan’ı daha fazla askeri harcamaya, daha fazla dış bağımlılığa ve daha fazla risk almaya zorluyor.

Bu ittifak, Vatikiotis’e göre:

  • Bölgeye istikrar değil gerilim taşıyor
  • Yunan halkına güvenlik değil korku satıyor
  • Diplomasi yerine bloklaşmayı kutsuyor

Ve en önemlisi, Yunanistan’ı kendi tarihsel ve coğrafi gerçeklerinden koparıyor.


İsrail Merkezli Denklemde Yunanistan Nerede Duruyor?

Analizde dikkat çeken bir diğer vurgu ise İsrail’in bölgedeki rolü. Vatikiotis, İsrail’in Doğu Akdeniz politikalarını tamamen kendi güvenlik ve enerji çıkarları doğrultusunda şekillendirdiğini; Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın ise bu büyük resimde “ikincil oyuncular” konumuna itildiğini savunuyor.

Özellikle enerji projeleri üzerinden kurulan hayallerin, ekonomik gerçeklerle örtüşmediğini ifade eden Yunan gazeteci, Türkiye dışlanarak inşa edilmeye çalışılan hiçbir enerji denklemine uzun vadeli başarı şansı tanımıyor. Zira coğrafya, ideolojik tercihlerden daha güçlü bir gerçekliktir.


Sessiz Çoğunluğun Düşüncesi Yüksek Sesle Dile Geliyor

Vatikiotis’in çıkışı, Yunanistan’da uzun süredir sessiz kalan bir kesimin düşüncelerini de görünür kılıyor. Bu kesime göre:

  • Türkiye ile sürekli kriz üreten bir politika, Yunanistan’ı güçlendirmiyor
  • Aksine ülkeyi askeri ve ekonomik olarak yıpratıyor
  • Diplomasi kapıları kapandıkça, halklar arasındaki uçurum derinleşiyor

Bu nedenle söz konusu analiz, yalnızca Türkiye açısından değil; Yunanistan’ın kendi iç dengeleri açısından da önemli bir kırılma anı olarak değerlendiriliyor.


Doğu Akdeniz’de Yeni Bir Akıl Mümkün mü?

Türkiye karşıtı blokta ilk çatlakların Yunan basınında ortaya çıkması tesadüf değil. Bölgesel gerçekler, dayatılmış ittifakların ömrünü kısaltıyor. Enerji, güvenlik ve ticaret gibi başlıklarda kalıcı çözümler; dışlayıcı değil kapsayıcı modellerle mümkün.

Vatikiotis’in satır aralarından süzülen mesaj net:

Doğu Akdeniz, cepheleşmeyle değil; diyalogla nefes alabilir.

Bu analiz, Yunanistan’ın kendi geleceğini yeniden düşünmeye başladığının işareti olabilir. Aynı zamanda Türkiye’nin yıllardır savunduğu “adil paylaşım ve bölgesel iş birliği” tezlerinin, karşı kıyıda da yankı bulmaya başladığını gösteriyor.


Sonuç: İttifaklar Geçici, Coğrafya Kalıcıdır

Bugün Doğu Akdeniz’de yaşananlar, sadece devletler arası bir güç mücadelesi değil; aynı zamanda akıl ile inat arasındaki bir sınavdır. Türkiye karşıtlığı üzerine inşa edilen ittifaklar, içten içe sorgulanmaya başlanıyorsa, bu bölgesel dengeler adına önemli bir eşiktir.

Leonidas Vatikiotis’in analizi, bir uyarı niteliği taşıyor:
Gerçek düşman komşular değil; gerçekleri görmeyi reddeden politikalardır.

Ve tarih bize şunu fısıldar:
Gürültüyle kurulan ittifaklar sessizlikte dağılır,
Ama coğrafya, her zaman son sözü söyler.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski