Kanayan Gerçek: Ateşkesin Gölgesinde Süren Şiddet

Kanayan Gerçek: Ateşkesin Gölgesinde Süren Şiddet

 

Savaşın ortasında yankılanan acı — Gazze’de yaşananların ardındaki insanlık dramı, dışarıdaki diplomasi uğraşlarının gölgesinde halen derin yaralar bırakıyor. 

  • Resmî ateşkes ilan edilmiş olsa da, Israel Defence Forces (IDF)’nin hava ve kara saldırıları — özellikle kuzey Gazze’de — kesintisiz devam ediyor. Son günlerde en az 6 Filistinlinin öldüğü bildirildi. Bazı kaynaklar, ateşkes sonrası toplamda en az 360 sivilin kaybedildiğini belirtiyor.
  • Yerinden edilmiş siviller, enkaz altındaki yakınlarını gömme umuduyla bekliyor; çocuklar, anneler, yaşlılar — günlük yaşam adeta sınavdan geçiyor. Ateşkesin “gerçek barış” yerine “durgunluk” yarattığını söyleyenler çoğalıyor.
  • Abluka sürüyor, insani yardım ulaştırma zorlukları, gıda ve ilaç eksikliği gibi temel ihtiyaçlar ciddi alarm veriyor. Açlık, soğuk, hastalık — her biri ayrı bir sessiz ölüm sebebi.

Sonuç olarak: Ateşkes ilanı, Gazze semalarında düşen bombalar kadar uzak — barış değil, geçici bir suskunluk.


Diplomasi Masasında: Doha Forum ve Yeni Aşama Arayışı

Diplomatik aktörler, bölgede kalıcı bir çözüm için tekrardan bir araya geliyor. Katar, Mısır, Türkiye ve ABD önderliğinde sürdürülen görüşmelerde şu başlıklar öne çıkıyor:

  • Sheikh Mohammed bin Abdulrahman Al Thani, ateşkesin “şu anda sadece bir ara — gerçek bir ateşkes değil” olduğunu belirtiyor; tam bir ateşkes için İsrail’in Gazze’den tam çekilmesi gerektiğini vurguluyor.
  • Anlaşma planları arasında: Gazze’ye geçici bir yönetim otoritesi kurulması; sivil yönetim, uluslararası gözlem/koruma ve güvenlik güçlerinin devreye girmesi; yeniden inşa ve gündelik düzenin sağlanması.
  • Ancak uluslararası güvenlik gücünün komuta yapısı, kimlerin olacağı ve görev tanımı hâlâ belirsiz. Bazı Müslüman ülkeler, bu güce katılım konusunda isteksiz; bazılarıysa ancak belirli şartlarla — bu da müzakereleri zora sokuyor.

Kısacası: Diplomasi yeniden canlanıyor, ama barışa giden yol hâlâ dikenli.


İnsanlık Ânları: Direniş, Kaygı ve Dayanma Mücadelesi

Gazze’de savaş sadece rakamlardan ibaret değil — her hayat, bir hikâye, her çığlık, bir umut fısıltısı:

  • Sokaklarda yürüyüşü, bir çocuk için hayata tutunma; genç bir boksör, yıkık duvarların gölgesinde ringe çıkacak bir gelecek hayali kuruyor olabilir. Direniş, sadece silahla değil; yaşamı sürdürme kararlılığıyla da var oluyor.
  • Evlerini yitirmiş, akrabalarını arayan, yaralıları taşıyan insanlar; bütün bunlara rağmen insan olmanın, paylaşmanın, dayanışmanın izlerini koruyor. Yıkımın ortasında bir kitap, bir oyuncak, bir resim — hayata dair sessiz ama güçlü bir bağ.
  • Bu çocuklar, bu kadınlar, bu yaşlılar — barış umutlarını hâlâ diri tutuyor. Çünkü insan yüreği ne bombayla ne de acıyla kolayca körelmez.

Gerçek Soru: Ateşkes Mi, Barış mı?

“Ateşkes” kelimesi kolay söylenir; ama gerçek barış, toprak kadar ruhîdir: adalet, güvenlik, onur, kalıcı huzur. Şu anda var olan:

  • Sınırda gerilim;
  • Güvenlik güvencesizliği;
  • Çatlakta bir diplomasi;
  • Yıkım altında insanların umutla bekleyişi.

Yani… barış değil, güvensiz bir arayış.


Umut — Ama Tedbirli Umut

Tüm bu acıların, kayıpların, sessizliklerin ardından sorulması gereken tek soru: Bu sefer gerçekten “yeni bir başlangıç” olabilir mi?

Diplomatik sözler, konferans salonlarındaki müzakereler, uluslararası güçlerin planları… Tüm bunlar önemli. Fakat esas olan şudur:
Gazze’de yaşayan her bireyin, her ailenin — çocukların, gençlerin, yaşlıların — gerçeğini, acısını, taleplerini duymak; onları yalnız bırakmamak.

Belki bu dünya adil olmayacak. Ama insanlık — hâlâ bir seçenek. Ve umut — hâlâ yaşanacak. TRT WORLD 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski