Türkiye’nin Suriye denklemindeki en sert ve en hassas eşiklerden biri yeniden beliriyor: Kobani.
Gazeteci Avni Özgürel’in Akıl Odası programında yaptığı değerlendirmeler, sadece bir yorum değil; Ankara’nın nabzını, devlet aklının soğuk damarlarında dolaşan kararlılığını ve sahaya yansıyan geleceğin gölgesini işaret ediyor.
Kobani: Bir Dosyadan Öte, Dengenin Kalbi
Kobani, uzun süredir Suriye sahasında hem sembolik hem stratejik bir merkez. ABD’nin bölgedeki varlığı, YPG ile kurduğu ilişki, Suriye rejiminin kırılgan dengeleri ve Türkiye’nin ulusal güvenlik kaygıları… Hepsi bu küçük ama kritik coğrafyada düğümlenmiş durumda.
Özgürel’in vurguladığı gibi, Ankara artık tartışmaya kapalı bir zeminde duruyor:
“Türkiye’nin Kobani konusundaki kararlılığı artık tartışma dışı. Bu dosya kapanacak.”
Bu sözler, diplomatik bir sitem değil; sahada adım adım ilerleyen stratejinin söze dökülmüş hali. Türkiye’nin geri adım atmama iradesi, sadece bir iç politika refleksi değil, devletin bütün güvenlik doktrinini şekillendiren bir çizgi.
Washington’a ve Bölge Aktörlerine Net Mesaj
Türkiye, uzun yıllardır müttefik olarak gördüğü ABD ile Suriye sahasında derin bir görüş ayrılığı yaşıyor. YPG’ye verilen destek, Ankara açısından kırmızı çizgilerin ötesine geçmiş durumda.
Özgürel’e göre Ankara, bu kez mesajını diplomatik dille değil, sahadaki hareketlilikle verdi. Operasyon ihtimaline yönelik hazırlıklar, askeri hareketlenmeler ve bölgedeki yoğun trafik, Türkiye’nin kararlılığını fiili olarak ortaya koyuyor.
Bu durum, ABD’den Rusya’ya, İran’dan rejime kadar tüm aktörlerin hesaplarını yeniden yapmasına neden oluyor.
Zira Kobani’de atılacak her adım, Suriye dosyasının geleceğini baştan yazacak bir kıvılcım taşıyor.
Kırılma Noktası: Geri Sayım mı, Yeni Bir Denklem mi?
Özgürel’in değerlendirmesinde en çarpıcı ifadelerdan biri şu:
“Bu süreç artık geriye sarmaz. Ya sahada yeni bir denge kurulacak ya da bölge bambaşka bir döneme girecek.”
Bu cümle, bölgenin kaderine ilişkin iki ihtimali öne çıkarıyor:
1. Yeni Bir Denge Kurulması
Türkiye’nin Kobani’de istediği güvenlik hattı sağlanırsa, Suriye kuzeyinde yeni bir jeopolitik yapı şekillenebilir. Bu, Türkiye’nin ulusal güvenlik konseptinin “sınır ötesi derinlik” doktriniyle birebir örtüşür.
2. Bölgenin Yeni Bir Döneme Girmesi
Eğer mevcut aktörler Türkiye’nin kararlılığını hesaba katmadan hareket ederse, çatışma alanlarının genişlediği, yeni ittifakların doğduğu, belirsizliğin arttığı bir döneme kapı aralanabilir. Bu da Suriye’de on yılı aşkın süredir süregelen istikrarsızlığı yeni bir faza taşır.
Sonuç: Ankara’nın Mesajı Masada Değil, Sahada Yazılıyor
Bugün gelinen noktada Ankara, Kobani konusundaki pozisyonunu son derece net bir dille ortaya koymuş durumda. Bu kararlılık, sadece sözlerle değil, sahadaki her adımla teyit ediliyor.
Kobani artık Suriye dosyasının kırılma noktası;
bu noktada eğilme yok, belirsizlik yok, geri dönüş yok.
Bölgedeki tüm aktörler, Türkiye’nin bu tavrının yankılarını hesaba katmak zorunda kalacak. Çünkü Kobani artık yalnızca bir şehir değil; Suriye denkleminde yeni bir perdenin başladığını haber veren bir eşik. TVNET
