Uvira’nın Karanlık Ufku: Doğu Kongo’da İlerleyen Çatışmanın İnsanlık Üzerine Gölgesi

Uvira’nın Karanlık Ufku: Doğu Kongo’da İlerleyen Çatışmanın İnsanlık Üzerine Gölgesi

 

Uvira’nın Karanlık Ufku: Doğu Kongo’da İlerleyen Çatışmanın İnsanlık Üzerine Gölgesi

Doğu Kongo’nun dalgalı vadilerinden yükselen bir ses var bugün: acının, sürgünün, belirsizliğin sesi. Uvira’nın düşüşüyle birlikte bu ses daha da yoğunlaştı; çünkü stratejik kentin isyancı güçlerin eline geçmesi, yalnızca bir askerî zafer ya da yenilgi değil, bölge halkı için yeni bir kırılma anı anlamına geliyor. Şehir suskun, fakat suskunluğun ardında büyüyen bir feryat var.

Uvira’nın kaybı, Kongo ordusunun geri çekilmesine ve 200.000’den fazla insanın yerinden edilmesine yol açtı. Bir zamanlar günlük yaşamın ritmini taşıyan sokaklar, bugün göç yollarına dönüşmüş durumda. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar… Hepsi omuzlarında yalnızca birkaç eşya değil, bir yuvanın, bir hayatın, bir geleceğin yükünü taşıyor.

Kırılgan Çatılar Altında Bir Yaşam Mücadelesi

Güvenli bölgelere sığınan aileler, kalabalık ve sağlıksız barınaklarda tutuluyor. Çatılar yağmuru durdurmuyor, gövdeleri soğuktan koruyamıyor. Gıdanın azaldığı, temiz suyun bulunamadığı bu kamplarda her nefes, görünmez bir tehlike taşıyor. Salgın hastalıkların yalnızca bir gölge gibi dolaştığı değil, neredeyse kapının eşiğinde beklediği gerçeği, insanların yorgun gözlerinde açıkça okunuyor.

Uvira’yı saran bu karanlık, yalnızca askerin geri çekilişiyle değil, uluslararası toplumun uzun süredir aşina olduğu bir gerçeğin yeniden yüzeye çıkmasıyla da derinleşiyor: Barış görüşmeleri tek başına ateşi söndürmüyor.

Barışın İnce İpi, Savaşın Sert Gerçeği

Son haftalarda süren diplomatik temaslar umut taşıyordu. Fakat isyancıların hızlı ve kararlı ilerleyişi, bu umudu sis gibi dağıtırken, barış masalarının kırılganlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Silahların gölgesinde yapılan müzakereler, halkın gerçekliğine dokunamadan havada asılı kalmaya devam ediyor.

Bugün Uvira’da duyulan en güçlü duygu korku. Kendini koruyamayan bir şehir, gece çöktüğünde daha derin bir çaresizliğe bürünüyor. İnsanlar, yarının ne getireceğini bilmeden, her adımın yeni bir yolculuğa mı yoksa yeni bir felakete mi çıkacağını sorguluyor.

Bir Ulusun Yaralı Kalbi

Doğu Kongo’da süregelen çatışmalar yıllardır aynı döngüyü sürdürüyor: ilerleyen güçler, geri çekilen ordular, yerinden edilen siviller. Fakat her defasında aynı acı yeniden doğuyor—daha sert, daha yıkıcı, daha derine işleyen bir yankıyla.

Uvira’nın düşüşü, sadece bir kent kaybı değil; bir ulusun insanlık onuru adına verdiği mücadelenin yeniden ağır yara almasıdır.

Barışın sesine en çok ihtiyaç duyulduğu günlerde, çatışmanın gürültüsü hâlâ bastırılmaz bir güçle yükseliyor. Ve Kongo’nun bu yaralı coğrafyasında, her yeni çatışma, geleceğin ışığını biraz daha karartıyor.

Fakat yine de umut, insanların gözlerinde bir kıvılcım gibi sönmeden duruyor. Çünkü yurtlarından koparılanlar, her zorluğa rağmen yaşamaya, direnmeye ve bir gün tekrar evlerine dönebilecekleri bir sabaha inanmaya devam ediyor.

O sabahın ne zaman doğacağı bilinmese de, insanlık adına bu inancı yaşatmak zorundayız—çünkü karanlığın en ağır bastığı ânın, çoğu zaman şafağın hemen öncesi olduğu söylenir. TRT WORLD 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski