Yapay Zekânın Bedeli: Atlassian’da 150 Kişi İşten Çıkarıldı, Tepkiler Çığ Gibi
"Geleceğe yürürken, geçmişin ayak izlerini silmek zorunda mıyız?"
Sorunun cevabı artık bir algoritmadan geliyor.
Avustralyalı yazılım devi Atlassian, dijital dönüşüm adına aldığı radikal kararla 150 çalışanını işten çıkardı. Bu kararın ardındaki isim ise şirketin kurucu ortağı ve CEO’su, milyarder iş insanı Mike Cannon-Brookes. Ancak bu işten çıkarmalar, yalnızca bir personel azaltma meselesi değil; bir çağın kırılma anını temsil ediyor: İnsan emeğinin, yapay zekâ karşısında yavaşça geri çekilişi.
Yapay Zekâ Geldi, İnsanlar Gitti
Atlassian, Jira ve Trello gibi dünyanın en çok kullanılan yazılım araçlarının arkasındaki şirket olarak tanınıyor. Üretkenliği artırmak için teknolojiyi benimsemesi sürpriz değil. Ancak bu kez tercih edilen yol, çok sert ve sorgulanır bir zeminde ilerliyor.
Mike Cannon-Brookes, şirketin yapay zekâ entegrasyonu sayesinde 150 pozisyonun artık gerekli olmadığını duyurdu. Özellikle müşteri hizmetleri, destek ekipleri ve içerik yönetimi gibi alanlarda çalışanlar, yerlerini üretken yapay zekâ modellerine bıraktı.
Ve bu açıklama, sadece çalışanlar arasında değil, tüm teknoloji dünyasında yankılandı.
Buz Gibi Bir E-Posta
Ancak asıl tepkiyi çeken şey, işten çıkarmaların yöntemi oldu. Çalışanlar, görevlerine son verildiğini bir e-posta bildirimi ile öğrendi. Ne bir yüz yüze görüşme, ne bir veda toplantısı…
Sadece soğuk bir dijital mesaj:
“Teşekkür ederiz. Artık sizinle devam etmiyoruz.”
Yapay zekânın yükselişi, insan duygularını da gereksiz mi kılıyor?
İnsan kaynakları süreçleri bile artık duygusuz, mekanik bir düzleme mi evriliyor?
İnsan mı Maliyet Kalemi mi?
Atlassian’ın bu kararı, pek çok etik soruyu beraberinde getirdi:
- Yapay zekâ ile verimlilik sağlamak adına, binlerce saatlik insan emeği göz ardı edilebilir mi?
- Bu dönüşüm, gerçekten bir “ilerleme” mi, yoksa sosyal adaletin zedelenmesi mi?
- Ve daha önemlisi: İşten çıkarılan insanlar, dijital gelecekte nereye ait olacaklar?
Mike Cannon-Brookes’un kararını savunanlar, bu adımı “ileriye yatırım” olarak görüyor. Ancak karşı çıkanlar için bu, teknolojinin insanı tüketmeye başladığı distopik bir eşik.
Tepkiler Sosyal Medyada Çığ Gibi Büyüdü
Sosyal medya platformlarında kullanıcılar, Atlassian’ı ve Brookes’u “empati yoksunu”, “duygusuz” ve “kapitalist dönüşümün simgesi” olarak eleştirdi. LinkedIn’de eski çalışanların paylaştığı duygusal mesajlar, bir dönemin kapanışını belgeledi adeta.
“Yıllarımı verdim, en zor anlarda destek oldum… Ama sonunda bana söylenen sadece ‘e-posta kontrol et’ oldu.”
– Eski Atlassian çalışanı, LinkedIn paylaşımı.
Yapay Zekâya Karşı İnsan Hakları
Dünya genelinde, şirketlerin üretken yapay zekâ araçlarına geçişi hız kazanıyor. Fakat bu süreçte iş güvencesi, çalışan hakları ve psikolojik güvenlik gibi insani değerler göz ardı ediliyor.
Almanya, Fransa ve Kanada gibi ülkelerde “AI Geçiş Etik Protokolleri” oluşturulurken, şirketlerin bu teknolojik dönüşümde şeffaf, duyarlı ve insan merkezli olmaları bekleniyor.
Atlassian örneği ise bu yöndeki beklentilerin tam tersi: Şeffaflık yok, insani dokunuş yok, sadece “verimlilik”.
Sonuç: Gelecek Var, Ama Kim İçin?
Yapay zekâ, insanlığın en büyük buluşlarından biri olabilir. Ama bu buluş, insanlığı dışarda bırakırsa, ardında sadece sessiz ve soğuk bir dünya bırakır.
Mike Cannon-Brookes’un 150 kişilik bir listeyle yaptığı tercih, bir dönemin kapanışını işaret ediyor.
Ama belki de şunu hatırlamanın zamanı geldi:
Geleceği inşa ederken, insanı unutan hiçbir yapı uzun süre ayakta kalamaz.