Ateşkesin Gölgesinde Sürgün: Gazze’de Eve Dönemeyen Hayatlar

Ateşkesin Gölgesinde Sürgün: Gazze’de Eve Dönemeyen Hayatlar

Ateşkesin Gölgesinde Sürgün: Gazze’de Eve Dönemeyen Hayatlar

Gazze’de silahlar bir anlığına sustu. Ateşkes ilan edildi. Ancak barut kokusu hâlâ sokaklarda, enkazın dili hâlâ konuşuyor. Haritalar üzerinde savaş durmuş olabilir; fakat hayat, Gazze halkı için durmadı. Binlerce yerinden edilmiş aile, evlerine dönemiyor. Çünkü dönecek bir ev, sığınılacak bir mahalle, tutunacak bir duvar artık yok.

Ashraf Shannon’ın Gazze’den aktardığı manzara, ateşkesin bir “son” değil, yalnızca başka bir belirsizlik evresi olduğunu gösteriyor. Yıkım o kadar derin ki, savaşın fiilen bitmiş olması, felaketin sona erdiği anlamına gelmiyor.

Enkaz Altında Kalan Bir Gelecek

Gazze’nin kuzeyinden güneyine uzanan coğrafya, artık bir yaşam alanından çok devasa bir harabeyi andırıyor. Uydu görüntüleri, mahallelerin silindiğini, sokakların tanınmaz hâle geldiğini ortaya koyuyor. Okullar, hastaneler, camiler ve evler; yalnızca beton ve demir yığınlarına dönüşmüş durumda.

Yerinden edilen aileler, çadırlarda ya da aşırı kalabalık sığınma alanlarında yaşam mücadelesi veriyor. Ateşkes, bu insanlar için güvenli bir dönüş kapısı açmadı. Çünkü altyapı yok, temiz su yok, elektrik yok. En önemlisi: güven yok.

Ateşkes Var, Şiddet Bitmedi

Resmî olarak ateşkes yürürlükte olsa da, Gazze’de İsrail kaynaklı şiddetin tamamen sona erdiğini söylemek mümkün değil. Zaman zaman yaşanan saldırılar, insansız hava araçlarının gökyüzündeki varlığı ve askerî hareketlilik, siviller için sürekli bir tehdit oluşturuyor.

Bu durum, özellikle kadınlar, çocuklar ve yaşlılar için eve dönüşü neredeyse imkânsız kılıyor. İnsanlar yalnızca yıkımdan değil, yeniden hedef alınma ihtimalinden de korkuyor.

Yerinden Edilmek: Fiziksel Değil, Ruhsal Bir Yıkım

Gazze’deki kriz yalnızca barınma sorunu değildir. Bu, bir kimlik ve hafıza krizidir. Ev, Filistinliler için sadece dört duvar değildir; geçmişin, aidiyetin ve direncin sembolüdür. O ev yıkıldığında, sadece bir yapı değil, bir hayat düzeni de çöker.

Psikologlar, uzun süreli yerinden edilmenin özellikle çocuklar üzerinde kalıcı travmalar bıraktığını vurguluyor. Sürekli yer değiştirmek, güvensizlik hissini derinleştiriyor ve bir neslin geleceğe dair umutlarını törpülüyor.

Uluslararası Toplumun Sessizliği

Ateşkes sonrası en büyük soru şu: Yeniden inşa süreci başlayacak mı? Uluslararası toplum, Gazze’nin yalnızca acil yardıma değil, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir yeniden yapılanma planına ihtiyacı olduğunu biliyor. Ancak bu bilginin eyleme dönüştüğü söylenemez.

İnsani yardımlar sınırlı, geçişler kısıtlı ve siyasi irade zayıf. Gazze, bir kez daha dünya gündeminin vicdanına terk edilmiş durumda.

Ateşkes Yetmez, Adalet Gerek

Gazze’deki aileler evlerine dönmek istiyor. Ancak bunun için yalnızca ateşkes değil, güvenlik, altyapı, adalet ve uluslararası garantiler gerekiyor. Aksi hâlde ateşkes, sadece yıkımın arasında verilmiş kısa bir nefes molası olarak kalacak.

Gazze bugün bize şunu söylüyor: Savaşın bitmesi, acının bitmesi değildir. Enkaz kaldırılmadan, güven tesis edilmeden ve siviller korunmadan barış, yalnızca kâğıt üzerinde kalır.

Ve Gazze halkı, bir kez daha, sessiz ama onurlu bir soruyla dünyanın karşısında duruyor:
“Eve dönmek, ne zaman gerçekten mümkün olacak?”

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski