Suriye’nin Kalbine Saplanan Hançer: İsrail–SDG Gölge İttifakı ve Türkiye’ye Uzanan Plan
Ortadoğu, tarih boyunca jeopolitik rüzgârların en sert estiği coğrafya oldu. Bugün o rüzgâr, Suriye’nin parçalanmış haritası üzerinde yeni bir fırtınaya dönüşüyor. Sessiz, görünmez, fakat son derece tehlikeli bir ortaklık… İsrail ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında şekillenen bu gölge ittifakı, bölgenin kaderini yeniden yazmaya aday.
Bu ittifak, sadece Suriye’nin toprak bütünlüğünü değil; Türkiye’nin güvenliğini, bölgenin demografik yapısını ve Ortadoğu’nun geleceğini hedef alan bir stratejik hamlenin sembolü gibi duruyor.
Savaşın Yeni Perdesi: Böl ve Yönet Politikası
Suriye iç savaşı, ülkeyi kantonlara ayrılmış bir satranç tahtasına çevirdi. Suriye’nin kuzeyinde, ABD’nin askeri ve siyasi desteğiyle güçlenen SDG:
- Enerji kaynaklarının önemli bir bölümünü kontrol ediyor,
- Ülkenin kuzey şeridinde fiili bir yönetim kuruyor,
- Türkiye sınırı boyunca bir kuşak oluşturmayı amaçlıyor.
İsrail ise yıllardır Suriye’nin zayıf düşmesinden memnun; zira güçlü bir Suriye, Filistin meselesinden Lübnan’daki direniş güçlerine kadar İsrail’i dengeleyen en önemli aktörlerden biriydi.
Şimdi yeni hedef net:
Suriye’yi kalıcı olarak zayıf ve bölünmüş bırakmak.
Gizli Temaslar, Ortak Çıkarlar
İsrail’in SDG ile yürüttüğü iş birliği, gizli görüşmeler ve istihbari temaslarla uzun zaman önce başladı. Bu çerçevede:
- Enerji iş birliği planları,
- Hava desteği ve askeri eğitim imkânları,
- Bölgesel diplomatik koruma girişimleri
gibi hamleler gündeme geldi. İsrail için SDG, İran ve Suriye ordusuna karşı kuzeyde bir tampon güç; SDG için ise İsrail, uluslararası meşruiyet arayışında kritik bir kapı.
Türkiye İçin Uyarı Zilleri Çalıyor
Türkiye’nin güvenlik perspektifinde PKK uzantılı yapıların varlığı, kırmızı çizginin çok ötesinde bir tehdit oluşturuyor. Bu gölge ittifakı, Türkiye açısından şu riskleri büyütüyor:
- Güneyde kalıcı bir terör koridorunun inşası,
- Suriye’nin kuzeyinde demografik mühendislik faaliyetlerinin sürmesi,
- Enerji kaynaklarının radikal bir gruba devredilmesi sonucunda ekonomik baskı ve bağımlılık senaryoları,
- Türkiye’nin bölgesel rolünü daraltmayı amaçlayan coğrafi kuşatma stratejisi.
Bu plan, sadece haritada değil; tarihte Türkiye’yi çevrelemeyi hedefleyen politikaların modern bir yansımasıdır.
Büyük Güçlerin Oyununda Suriye’nin Sessiz Çığlığı
Suriye halkı, küresel güçlerin satranç tahtasında feda edilmiş piyonlara dönüştürülüyor. Yıkılmış şehirler, ayrılmış aileler, yerinden edilmiş milyonlar… Ve tüm bu acılar arasında şekillenen bir ittifak:
Bir nehrin iki yakasında değil; bir milletin kalbinde açılan yara…
Türkiye’nin Cevabı: Diplomasi, Güç ve Stratejik Sabır
Ankara’nın yaklaşımı hem net hem kararlı olmalı:
- Askerî caydırıcılığın devamı,
- Rusya ve Şam’la kontrollü diplomatik kanalların güçlendirilmesi,
- Terör yapılarının uluslararası arenada teşhir edilmesi,
- Ekonomik ve insani bağlarla bölge halkının kazanılması.
Çünkü bu mücadele sadece sınırda değil; uluslararası algı savaşının tam ortasında veriliyor.
Son Söz: Tarih Yeniden Yazılırken
Ortadoğu’da eski ittifaklar çözülüyor, yenileri gölgeden ışığa çıkıyor. İsrail–SDG ittifakı; Suriye’nin yaralı bedenine saplanan keskin bir hançer, Türkiye’ye doğru uzanan uzun bir gölge…
Ancak unutulmamalı:
Bu toprakların kaderi, dış güçlerin çizdiği karanlık senaryolara mahkûm değildir.
Uyanık bir zihin, güçlü bir irade ve stratejik bir vizyon… Türkiye’nin tarih boyunca kendisini koruyan en büyük üçlü silahı işte bunlardır.
Ve her hançer, bir gün geri döner.
