Kendi Kitabını Yazıyorsun: Hesap Gününde Karşına Çıkacak Hayat Hikâyen

 



Hesap Günü: Kendi Kitabının Yazarı Olmak

Her bir adım, her bir kelime, her bir suskunluk… Hayat dediğimiz bu uzun yürüyüş, aslında satır satır yazılan bir kitaptan ibaret. Ne bir editör düzeltir kelimelerimizi, ne de bir yayın kurulu sansürler kararlarımızı. Bizler, kendi hikâyemizin yazarlarıyız. Ve bir gün, “hesap günü” denilen o büyük buluşmada, herkes kendi kitabını omzunda taşıyacak; kendi kaleminin izinde yüzleşecek kaderiyle.

İnsan, kendi hayatının yazarıdır ama çoğu zaman bunun farkında değildir. Hayatını başkalarının kalemiyle yazmaya kalkışır; modanın, toplumun, korkuların, beklentilerin… Oysa her birimiz, Allah’ın bize verdiği özgür irade ve vicdan terazisiyle donatılmış birer yazarız. Yazdığımız her cümle, kaderimizin bir paragrafı olur. Yaptığımız her tercih, geleceğimizin satır aralarında yankılanır.

Hesap günü geldiğinde hiçbir mazeret kâfi gelmeyecek. Ne "bilmiyordum" ne de "başkaları yüzünden böyle yaptım" demek yeterli olacak. Çünkü o gün, kitabın başı da bizim elimizden çıkmış olacak, sonu da… O kitap; pişmanlıkların, sevinçlerin, ihanetlerin, sadakatlerin, duaların ve susuşların toplamı olacak.

Belki bazı sayfalar leke içinde, bazılarıysa nurla parlayacak. Ama en önemli gerçek şudur: O kitap bize ait olacak. Ne bir kelimesi silinecek, ne bir cümlesi eklenecek.

Kalemi Elinde Tut!

Bugün, hâlâ nefes alıyorken, kalem senin elinde. Henüz yazılmamış sayfalar var önünde. Hâlâ değiştirme şansın var gidişatı, hâlâ bir paragrafla karanlığı aydınlığa çevirebilirsin. Kalbini incitenleri affederek, kalbini kırdığın kişilerden özür dileyerek, hakkı ve adaleti gözeterek, mazlumun duasını alarak, hayra niyet ederek...

Kimi insanlar hayatını bir romana dönüştürür: derin, düşündürücü ve ilham verici... Kimileri ise bir dedikodu dergisine çevirir: yüzeysel, geçici, boş… Oysa sen, sonsuzlukta yankılanacak satırları seçebilirsin.

Son Satırda Ne Yazsın İstersin?

"İyi ki böyle yaşamışım" mı?

Yoksa…

"Keşke baştan yazabilsem" mi?

Her yeni gün, kitabının beyaz bir sayfası. Ve her sabah, sana bir fırsat: daha iyi bir bölüm yazmak için. Bu yüzden ne geçmişteki yanlışlarla oyalan, ne de başkalarının eleştirileriyle rotanı şaşırt. Kalemin sana ait. Hikâyen de.

Unutma, hesap günü geldiğinde sana değil, senin yazdıklarına bakılacak. Şahitlerin ellerin, gözlerin, dilin olacak. Ve her biri, sana ait kitabı sessizce okuyacaklar:

"İkra’ kitabek. Kefa binefsike’l yevme aleyke hasîbâ"
"Kitabını oku. Bugün sana hesap sorucu olarak nefsin yeter." (İsra Suresi, 14. Ayet)


Sonuç

Bugün, kendi kitabının yazarı olduğunun bilinciyle yaşa. Kalem senin elinde, mürekkep senin niyetinde, sayfa senin kaderinde. Yazdıklarınla ya cennet bahçelerini inşa edeceksin ya da karanlık dehlizler...

Bu yüzden unutma:

Hayat bir kitap, sen de onun tek yazarı… Ve bir gün, o kitapla Allah’ın huzuruna çıkacaksın.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski