**Türkiye’de Hal Yasası Neden Gecikiyor?
Serbest Piyasanın Zaafları ve Zincir Marketlerin Fiyat Zalimliği Üzerine Bir İnceleme**
Türkiye, bereketli toprakları ve üretken çiftçisiyle gıda arzı konusunda kendi kendine yetebilecek potansiyele sahip bir ülke. Ancak tüketici ile üretici arasındaki derin uçurum, pazarda yaşanan fiyat dengesizlikleri ve gıda enflasyonu, bu potansiyelin adeta zincire vurulmuş bir dev gibi kalmasına neden oluyor. Bu sorunların merkezinde ise, yıllardır ertelenen Yeni Hal Yasası yer alıyor.
Geciken Bir Reform: Hal Yasası Neden Çıkmıyor?
Hal Yasası, üretici ile tüketici arasındaki zinciri sadeleştirmeyi, komisyoncu ve aracı sayısını azaltmayı, fiyat şeffaflığını sağlamayı hedefleyen kritik bir düzenleme. Ancak yasa yıllardır hazırlanıyor olmasına rağmen bir türlü hayata geçirilemiyor. Bu gecikmenin başlıca nedenleri şunlardır:
- Lobi Baskısı: Aracı komisyoncular, büyük toptancı birlikleri ve bazı zincir marketler, mevcut sistemin devamından fayda sağladıkları için değişikliğe direnç gösteriyor.
- Siyasi İrade Eksikliği: Yasayı çıkaracak irade zaman zaman gündem yoğunluğuna, zaman zaman da siyasi maliyet endişesine kurban gidiyor.
- Yapısal Dağınıklık: Tarım ve ticaret politikalarının eşgüdümlü çalışmaması, yasanın bütüncül olarak hayata geçmesini engelliyor.
Serbest Piyasa mı, Serbest Sömürü mü?
Türkiye’de serbest piyasa ilkesi, teorik olarak rekabetin olduğu, fiyatların arz-talep dengesine göre belirlendiği bir yapı olarak sunulur. Ancak pratiğe baktığımızda:
- Üretici fiyatı düşerken, tüketici fiyatı artıyor.
- Gıda zincirinde 3-4 kademeli aracı sistemi fiyatları şişiriyor.
- Zincir marketler, fiyat belirleyici aktör haline gelmiş durumda.
Bu yapı, piyasa içinde adil rekabeti değil, tekelleşmiş bir düzeni doğuruyor. Serbest piyasa, adıyla değil, fiili uygulamasıyla değerlendirilmelidir. Bugün birçok üretici, ürettiği malın değerini alamazken; tüketici, aynı malı astronomik fiyatlarla alıyor.
Zincir Marketlerin Fiyat Zalimliği
Zincir marketler, tedarik zincirindeki devasa güçleri sayesinde:
- Tedarikçilere baskı kuruyor,
- Küçük üreticiyi sistemin dışına itiyor,
- Fiyatları yukarı yönlü manipüle edebiliyor.
Bazı zincir marketler, “promosyon” adı altında fiyat kırarken; aynı ürün başka bir şubede iki katına satılabiliyor. Şeffaf olmayan bu fiyatlandırma politikaları, tüketici güvenini ve piyasa istikrarını sarsıyor.
Yabancı Ülkelerde Uygulanan Yöntemler
Pek çok ülke, bu tür piyasadaki dengesizlikleri ve tekelleşmeyi önlemek için etkin düzenlemelere başvurmuştur:
1. Fransa: Tarım Yasası (Egalim Yasası)
- Zincir marketlerin tedarikçilere baskı uygulaması yasaklandı.
- Üretici fiyatları korunmak zorunda.
- Devlet, alım-satım zincirine müdahale edebiliyor.
2. Almanya: Kartel Dairesi Denetimi
- Büyük perakende zincirlerinin fiyat belirleme gücü sınırlı.
- Haksız rekabet ve fahiş fiyat uygulamaları Kartel Ofisi tarafından sıkı denetim altında.
3. İngiltere: Gıda Zinciri Adaleti Yasası
- Küçük çiftçilerin büyük marketlerle yaptığı sözleşmeler denetleniyor.
- Her yıl rapor zorunluluğu ile fiyat şeffaflığı sağlanıyor.
4. Güney Kore: Dijital Hal Sistemleri
- Üreticiler dijital platformlar üzerinden ürünlerini doğrudan tüketiciye ulaştırabiliyor.
- Aracısız satış destekleniyor ve sübvansiyonlar veriliyor.
Türkiye Ne Yapmalı?
Türkiye, Hal Yasası'nı sadece çıkarmakla kalmamalı; onu adil, şeffaf ve dijital çağın gereklerine uygun şekilde uygulamalıdır. Atılacak adımlar:
- Zincir marketlerin tedarik zincirine yönelik şeffaflık denetimi,
- Dijital hallerin kurulması ve doğrudan satış platformlarının teşvik edilmesi,
- Fahiş fiyat uygulamalarına ağır yaptırımlar,
- Üretici kooperatiflerinin güçlendirilmesi ile mümkündür.
Sonuç: Adaletli Bir Piyasa, Güçlü Bir Toplum
Gıda, yalnızca bir ekonomik kalem değil; aynı zamanda insan onurunun, emeğin ve yaşamın ta kendisidir. Türkiye, Hal Yasası’nı daha fazla ertelememeli; üreticinin alın terini, tüketicinin sofrasındaki ekmeği korumak adına bu yasayı kararlılıkla hayata geçirmelidir. Aksi takdirde, serbest piyasa adı altında halkın sırtına yüklenen adaletsizlik zinciri, bir gün hepimizi boğacaktır.