****
12 Temmuz 2025 itibarıyla Türkiye, 47 yıllık bir çatışmanın sona ermesiyle tarihi bir dönüm noktasına ulaştı. Kürdistan İşçi Partisi (PKK), lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 12 Mayıs 2025’te silahlı mücadeleyi sonlandırma ve örgütsel yapısını feshetme kararı aldı. Bu karar, Irak’ın Süleymaniye kentinde düzenlenen sembolik bir törenle fiilen hayata geçti. PKK’nın silah bırakması, yalnızca bir terör örgütünün dağılması değil, Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” vizyonu ve daha geniş ölçekte “Büyük Türkiye” hedefiyle uyumlu bir dönüşüm sürecinin başlangıcı olarak değerlendiriliyor. 1. PKK’nın Silah Bırakma Süreci: Tarihsel Bir Kırılma PKK’nın silah bırakma süreci, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Ekim 2024’te başlattığı çağrılarla ivme kazandı. Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a yönelik “terörün bittiğini Meclis’te açıklayın” daveti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın devlet iradesiyle desteklendi. Öcalan’ın 27 Şubat 2025’te yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ve 12 Mayıs’taki fesih kararı, bu sürecin temel taşlarını oluşturdu. 11 Temmuz 2025’te Süleymaniye’de gerçekleşen törenle, PKK’lı bir grup silahlarını sembolik olarak imha etti. Bu adım, silah bırakma sürecinin birkaç ay içinde tamamlanmasını hedefleyen bir yol haritasının parçası. Ankara, Erbil ve Bağdat yönetimlerinin koordinasyonuyla oluşturulan mekanizma, örgütün tamamen silahsızlandırılmasını ve üyelerinin sivil hayata entegrasyonunu öngörüyor. Ancak süreçte bazı belirsizlikler de mevcut. Kandil’deki bazı fraksiyonların kararsızlığı ve Suriye’deki YPG-PYD varlığı, tam silahsızlanmanın önünde bir soru işareti olarak duruyor. Yine de, Öcalan’ın “silahın değil siyasetin gücüne inanıyorum” mesajı, örgütün siyasi alana yönelmesini işaret ediyor. Bu, Türkiye’nin Kürt meselesini demokratik yöntemlerle çözme çabasının bir yansıması olarak görülüyor. 2. Türkiye’nin Gelecek Planları: Terörsüz Türkiye ve Büyük Türkiye Vizyonu PKK’nın silah bırakması, Türkiye’nin uzun vadeli stratejik hedeflerinde önemli bir dönüm noktası. Hükümet, “Terörsüz Türkiye” sloganını merkeze alarak, ekonomik kalkınma, milli birlik ve bölgesel liderlik hedeflerini hayata geçirmeyi planlıyor. Silah bırakma töreninden sonra TBMM’nin devreye girmesi bekleniyor. Meclis’te kurulacak bir komisyon, süreci izleyecek ve yasal düzenlemeler için zemin hazırlayacak. Bu düzenlemeler arasında Terörle Mücadele Yasası’nda değişiklikler, infaz sisteminde eşitlik ve hasta tutukluların tahliyesi gibi adımlar yer alıyor. “Büyük Türkiye” vizyonu ise, Türkiye’nin bölgesel bir güç merkezi haline gelmesini amaçlıyor. PKK tehdidinin ortadan kalkması, Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki askeri varlığını gözden geçirmesine olanak tanıyabilir. Kalkınma Yolu Projesi gibi girişimler, Türkiye’yi Körfez’den Avrupa’ya bağlayarak ekonomik bir köprü haline getirme potansiyeli taşıyor. Ayrıca, Kürt-Türk ittifakının güçlenmesi, iç istikrarı pekiştirerek Türkiye’nin diplomasi ve ticaret alanındaki etkisini artırabilir. 3. Bölgesel Dinamikler ve Riskler PKK’nın silah bırakması, Türkiye’nin komşu ülkeleriyle ilişkilerini de şekillendirecek. Irak, PKK’nın çekilmesiyle Türkiye’nin askeri üslerini kaldırmasını beklerken, Suriye’deki YPG’nin durumu belirsizliğini koruyor. Ankara, YPG’yi PKK’nın uzantısı olarak gördüğü için bu yapının silahsızlandırılmasını stratejik bir hedef olarak belirtiyor. Rusya ve ABD’nin bölgedeki çıkarları, bu sürecin seyrini etkileyebilir. Riskler ise ihmal edilemez. Kandil’deki bazı grupların direnci, provokasyonlar veya dış aktörlerin müdahalesi süreci baltalayabilir. Ayrıca, PKK üyelerinin sivil hayata entegrasyonu ve Kürt toplumunun taleplerinin karşılanması, sosyal gerilimleri önlemek için kritik olacak. İspanya’daki ETA deneyimi, bu tür süreçlerde hükümetin diyalog ve reformlarla hareket etmesi gerektiğini gösteriyor. 4. Toplumsal ve Siyasi Yansımalar PKK’nın silah bırakması, Türk ve Kürt toplumlarında farklı tepkiler uyandırdı. Bazı kesimler bunu barışın zaferi olarak görürken, diğerleri sürecin yeterince şeffaf olmadığını düşünüyor. CHP ve İYİ Parti gibi muhalefet partileri, adalet ve demokrasi reformlarının eşlik etmesi gerektiğini vurguluyor. DEM Parti ise, Kürt siyasetinin meşruiyetini güçlendirecek adımlar bekliyor. Öcalan’ın koşullarında iyileştirme ve infaz düzenlemeleri, bu sürecin siyasi boyutunu şekillendirecek. 5. Sonuç: Yeni Bir Başlangıç PKK’nın silah bırakması, Türkiye’nin 45 yıllık bir yükten kurtuluşu ve Büyük Türkiye’nin start alışı anlamına geliyor. Bu süreç, yalnızca güvenlik değil, ekonomik ve kültürel bir dönüşümün de kapısını aralıyor. Ancak başarı, şeffaflık, diyalog ve kapsayıcı politikalarla mümkün olacak. Türkiye, bu tarihi fırsatı değerlendirirse, bölgesel liderlikte yeni bir sayfa açabilir. Önümüzdeki aylar, bu vizyonun ne kadar gerçekçi olduğunu gösterecek.
Yorum Gönder