Almanya Olası Bir Savaşa mı Hazırlanıyor?
Avrupa’nın Kalbinde Sessiz Bir Seferberlik Rüzgârı
Dünya yeni bir kırılmanın eşiğinde…
Barışın uzun yıllar hüküm sürdüğü Avrupa topraklarında, şimdi farklı bir tını yükseliyor: hazırlık, tedbir, caydırıcılık.
Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde, Almanya’da savunma refleksi yeniden doğuyor. Peki bu adımlar, gerçekten bir savaşa hazırlığın ayak sesleri mi? Yoksa yeni bir güvenlik vizyonunun zorunlu evrimi mi?
Neden Şimdi? Değişen Jeopolitik Rüzgârlar
Berlin uzun süre “barış diplomasisi” kimliğiyle anıldı.
Ancak uluslararası dengeler sert bir dönüş yaşıyor:
- Almanya, askeri kapasitesini Rusya’dan gelen tehdit karşısında güçlendirme ihtiyacı hissettiğini açıkça dile getiriyor.
- Alman istihbaratı, NATO ile Rusya arasında çatışma ihtimalini artık teorik değil, “hesap edilmesi gereken bir olasılık” olarak değerlendiriyor.
Bu atmosfer, Almanya’yı tarihsel reflekslerini bir kenara bırakıp savunma kabuğunu yeniden inşa etmeye zorluyor.
Askerî Seferberlik: Yeniden Konumlanma
Almanya, 2029’a kadar ordusunu tam muharip seviyeye ulaştırma hedefi duyurdu.
Bu kapsamda:
- Hava savunması, elektronik harp, drone karşı sistemler gibi alanlar önceliklendirildi.
- Savunma harcamalarının önümüzdeki yıllarda iki katına çıkarılması planlanıyor.
Bu rakamlar, yalnızca bir modernizasyon değil, bir zihniyet değişiminin işareti…
Sadece Ordu Değil: Sivil Toplum da Hazırlanıyor
Bir savaş modern çağda sadece cephede kazanılmaz; şehirler, sığınaklar, lojistik ve sivil dayanıklılık da artık ön cephe.
- Almanya, metro ve otoparklar dâhil altyapıları sığınağa dönüştürme planları yapıyor.
- Halk için “72 saat hayatta kalma” bilinci kampanyaları başlatıldı.
Sessiz ama kararlı bir toplumsal hazırlık…
Bu Adımlar Bir Savaş Çığırtkanlığı mı?
Resmî açıklamalara göre hayır. Almanya, niyetini net ifade ediyor:
“Amaç saldırı değil, caydırıcılık.”
Ancak gerçekçi bir tablo çizmek gerekirse:
- Ordunun hazır olma seviyesi hâlâ hedeflenenin gerisinde.
- Uzun süre ihmal edilen savunma altyapısının yenilenmesi zaman ve yüksek maliyet gerektiriyor.
Sonuç: Almanya bir saldırı planlamıyor; her senaryoya hazır olma refleksi geliştiriyor.
Geleceğin Şifresi: Caydırıcılık
Bu süreç bir savaş çağrısından çok, Avrupa’nın yeni güvenlik kodunun yazılmasıdır.
Almanya, Avrupa’nın kalbinde duruyor — eğer o güçlü durursa kıta da güçlü kalacak.
Bu yüzden sorunun cevabı net:
Almanya, savaşı istemiyor; ama savaş kapıya gelirse hazırlıksız yakalanmak istemiyor.
Ve belki de tarihin bize öğrettiği gerçek şudur:
Barış, bazen onu koruyacak güçle birlikte yaşar.
