Ateşkes…
Kâğıt üzerinde bir kelime, gerçekte ise sessizliğin kısa bir molası.
Daha dumanı tüten enkazların arasında çocuk çığlıkları yankılanırken, İsrail “sarı hattı geçen” bir aracı vurduğunu duyurdu.
Ancak bu kez, dünyada yankılanan ses o bombanın sesi değil — sabır eşiğini aşmış bir insanlığın vicdan çığlığıydı.
Ateşkesin Ruhuna Kurşun
Bir ateşkes, sadece silahların susması değildir;
bir halkın yeniden nefes alabilmesi, bir annenin oğluna korkmadan sarılabilmesidir.
Ancak İsrail’in saldırgan refleksi, bu nefesi her seferinde boğuyor.
Gazze semalarında ateşin gölgesi yeniden dolaşıyorsa, bu artık “güvenlik” değil, bir saplantıdır.
Korkudan beslenen, güçle hak yaratmaya çalışan bir saplantı…
Uluslararası Sabrın Sonu
Bugün dünya, eski dünyadan farklı.
Artık Filistin meselesi, diplomatik masalarda değil, sokakların kalbinde konuşuluyor.
Londra’da, New York’ta, İstanbul’da, Cape Town’da…
Milyonlarca insan aynı kelimeyi haykırıyor: “Yeter!”
Eğer İsrail bu yolda ısrar ederse, sadece Arap dünyasıyla değil, insanlığın ortak vicdanıyla da bağını koparacak.
Batı’nın Yüzündeki Çatlak
Bir zamanlar koşulsuz destek veren Batı, artık kendi gençliğinin sorgulayıcı gözleriyle yüzleşiyor.
Amerikan kampüslerinden Avrupa meydanlarına uzanan bu yeni kuşak, Filistin’e sadece politik bir mesele olarak değil, insan onurunun ölçüsü olarak bakıyor.
İsrail bu gerçeği ne kadar bastırmaya çalışırsa çalışsın, tarihin yönünü değiştiren artık tanklar değil, kameralar, sesler ve kalpler.
İsrail İçin Karanlık Bir Ufuk
Her saldırı, her ihlal, kendi içinde bir intihar taşır.
Çünkü bir ülke sürekli savaş halinde yaşarsa, sonunda barışa yabancılaşır.
İsrail, güvenliğini büyüttüğünü sanırken, aslında yalnızlığını büyütüyor.
Bir ulus korkuyla yönetilirse, bir süre sonra kendi gölgesinden bile şüphe eder.
Son Söz: İnsanlığın Sarı Alarmı
Gazze’deki son saldırı, artık sadece bir “olay” değildir.
Bu, insanlığın sarı alarma geçtiği andır.
Sarı — çünkü kırmızıya dönüşmeden önceki son uyarıdır.
İsrail, bu çizgiyi geçmeye devam ederse, tarih bir kez daha “kimin haklı, kimin güçlü” olduğunu değil,
kimin insan kaldığını yazacak.
