Geri Dönme Aversiyonu: İnsan Zihninin Dolambaçlı Yolları Tercih Etme Eğilimi

 



Geri Dönme Aversiyonu: İnsan Zihninin Dolambaçlı Yolları Tercih Etme Eğilimi

İnsan, yeryüzünde yürüyen en bilinçli varlık olarak, karar verme süreçlerinde daima akıl ve mantığın galip geldiğini düşünmek ister. Ancak içimizde, derinlere gömülü bir başka kuvvet daha vardır: geçmişe duyulan duygusal yatırım. İşte bu kuvvet, bizi çoğu zaman daha kısa ve verimli bir yol varken bile başladığımız uzun ve dolambaçlı yoldan dönmekten alıkoyar. Psikoloji literatüründe bu duruma “geri dönme aversiyonu” —İngilizce adıyla doubling-back aversion— adı verilir.

Bir Adım Geri, Bin Adım Zor

Hakemli bilimsel dergi Psychological Science’ta yayımlanan yeni araştırmalar, bu davranışın yalnızca fiziksel yönelimlerde değil, zihinsel karar verme süreçlerinde de ortaya çıktığını göstermektedir. Yani insanlar sadece yürüdükleri yolun değil, düşündükleri fikirlerin de başına dönmek istemezler.

Araştırma, bireylerin çoğu zaman zaman ve enerji tasarrufu sağlayacak bir rota ya da strateji fark etseler bile, eğer bu yeni tercih onları başladıkları noktaya geri döndürüyorsa, bundan kaçındıklarını ortaya koymuştur. Kısa, kolay ve verimli olan geri dönüş, insan zihninde başarısızlıkla, pişmanlıkla ya da israf edilmiş bir geçmişle özdeşleşir. Oysa ki gerçekte, bir kararın yönünü değiştirmek çoğu zaman daha yüksek bir farkındalık ve cesaretin göstergesidir.

Çaba, Değer Yaratır mı?

Bu eğilim aynı zamanda insanın geçmiş çabalarını nasıl değerlendirdiğiyle de ilgilidir. “O kadar zaman harcadım, bu kadar yol yürüdüm, şimdi nasıl dönerim?” gibi düşünceler, insan zihninde çabanın otomatik olarak değer yarattığı yanılgısını doğurur. Bu durum, ekonomik karar vermede de “batık maliyet yanılgısı” olarak bilinir. Oysa her harcanan çaba, her yapılan yatırım, ilerlemenin garantisi değildir.

Psikolojik olarak geri dönmek, birçok insan için bir başarısızlık ya da boşa kürek çekmek gibi hissettirse de, aslında bu, daha bilinçli bir tercihe yönelmenin ilk adımı olabilir. Gerçek başarı, yanlış yolda daha fazla yürümekte değil; o yolu fark edip yön değiştirebilmekte yatar.

Zihinsel Haritalar ve Yollar

İnsanın zihinsel haritaları da tıpkı gerçek yollar gibidir. Bazen bir fikre, bir ilişkiye, bir işe ya da bir karara o kadar yatırım yapılır ki, ondan vazgeçmek duygusal olarak mümkün görünmez. İşte geri dönme aversiyonu tam da bu noktada devreye girer. Bizi, içsel haritalarımızda geri gitmekten alıkoyar; dolambaçlı yollarda, sadece "başladığımız için" yürümeye devam ettirir.

Daha Bilinçli Bir Yarın İçin

Bu eğilimin farkında olmak, yalnızca daha kısa yolları değil, daha doğru kararları da mümkün kılar. Hayatın herhangi bir alanında —kariyer, ilişkiler, eğitim ya da kişisel gelişim— yanlış bir yolda olduğunu fark ettiğinizde geri dönmekten çekinmeyin. Geri dönüş, bazen gerçek ilerleyişin başlangıcıdır.

Unutmayın: Harcadığınız çaba değil, attığınız doğru adımlar sizi hedefe ulaştırır. Yolun başına dönmek, bazen yolun sonuna varmaktır.


Kaynak:

  • Psychological Science, 2025. “Doubling-Back Aversion: Why We Avoid the Shortest Route When It Means Turning Around.”


Post a Comment

Daha yeni Daha eski