1. İstanbul’da Buluşma: İki Nokta Üzerinden Köprü Kurmak
İlyasah Shabazz, Enstitü Sosyal’in düzenlediği “İki Nokta Buluşmaları” etkinliğinde bir konuşmacı olarak yer aldı. Bu etkinlik, sadece “insan hakları konferansı” sınırlarını aşarak, kimlik, tarih ve miras üzerine derin bir diyaloğa açılan bir köprü oldu. Moderatörlüğünü Dr. İpek Coşkun Armağan’ın üstlendiği söyleşide, Shabazz babasının fikri mirasını ve bu mirasın kendi yaşamına yansımalarını içten ve samimi bir dille paylaştı.
Shabazz’ın vurguladığı temel noktalardan biri, eğitimin aile içinde oynadığı merkezi roldü. Annesi Betty Shabazz’ın, dini bilgiye ve kimlik değerlerine verdiği önemi anlatırken, “evde İslam’ı öğrenmek”, “kadınların dünyaya yaptığı katkılar”, “insanlığın temeli” gibi kavramların nasıl bir aile geleneği haline geldiğini dile getirdi. Bu anlatı, hem İslam kimliği hem de Afrikalı diaspora mirasıyla yoğrulmuş bir aidiyet hikâyesi sunuyordu.
2. İnsan Hakları ve Adalet Arayışı
Söyleşide Shabazz, kendisi ve babası Malcolm X arasındaki bağın özünde “adalet arayışı” olduğunu vurguladı. Malcolm X’in hayatı, ırkçı baskı, eşitsizlik ve sistemle mücadeleyle örülüydü; aynı mücadele, Shabazz’ın bakış açısına ve eylemlerine rehberlik ediyor.
Shabazz, “insanlık ailesi” vurgusuyla, ırk, din veya kimlik farkı gözetmeksizin tüm ezilenleri kapsayan bir vizyon çizdi: “Siyah insanlar ve ezilen insanlar, kadınlar, Müslümanlar, Yahudiler … Biz sadece insanlık ailesinin bir parçasıyız.” Bu cümle, bir aktivizm çağrısından ziyade, derin bir kolektif aidiyet hissinin ve küresel vicdanın ifadesiydi.
3. Kimlik, Eğitim ve Tarihi Geri Kazanmak
Shabazz’ın konuşmasında önemli bir tema da “tarihi geri kazanma” idi. Afrika diasporası tarihinin, medeniyetlerinin, kimliklerinin eğitim sistemi içinde görünür hale gelmesi gerektiğini dile getirdi. Ona göre, öğrenciler sadece Batı medeniyetleri (Roma, Yunan) değil; Benin, Mısır ve diğer Afrika uygarlıklarının zengin tarihlerini de öğrenebilseydi, hem özgüven hem kolektif bilinç açısında büyük fark yaratılabilirdi.
Ailesinin eğitime verdiği önem, Shabazz’ın kendi yönelimini de şekillendirmiş. Kendisi biyoloji eğitimi almış, tıp doktoru olmayı düşünmüş, ama daha sonra topluma hizmet etme biçiminin “yazmak”, “öğretmek” ve “ilham vermek” üzerinden olacağını fark etmiş.
4. İnsan Hakları ve Adaletin Evrenselliği: Türkiye Bağlamında
İstanbul’a geldiğinde Shabazz, Türkiye’nin insani liderlik vizyonuna olan takdirini açıkça dile getirdi. “Yankılar” sergisinin açılışında yaptığı konuşmada, bu serginin insan onuru üzerine sınırları aşan bir diyaloğun sembolü olduğunu söyledi.
Ayrıca, Shabazz Türkiye’nin mazlum coğrafyalara yönelik yardım çabalarını överken, “Türkiye kriz zamanlarında her zaman bir umut ve şefkat ışığı oldu” ifadesini kullandı. Bu cümle, sadece diplomatik bir nezaket mesajı değildi; onun için derin bir anlam taşıyordu: Bir ülkenin adalet ve yardım misyonu, küresel vicdanla örtüştüğünde gerçek bir etki yaratabilir.
5. Malcolm X Mirasıyla Türkiye’nin Kesişen Mücadeleleri
Shabazz, babası Malcolm X’in evrensel adalet vizyonunun Türkiye ile kesiştiğini güçlü bir şekilde vurguladı. Malcolm X’in “adalet olmadan barış olmaz” anlayışı, Shabazz’a göre sadece Afro-Amerikalı bir miras değil, tüm insanlık için geçerli bir çağrıdır.
Konuşmasında, Türkiye’deki “Malcolm X Caddesi”ne yapılan atıf da sembolik bir değere sahip: Ankara’daki cadde tabelası, Shabazz’a göre “hakikati anlatanları onurlandıran bir ülkenin ifadesi”. Bu, yalnızca bir ismin anılması değil; ideallerin, değerlerin ve mücadele ruhunun somutlaştırılmasıdır.
6. Cesaret Çağrısı: Korkuya Rağmen Eylem
Belki de Shabazz’ın en dokunaklı mesajlarından biri “cesaret” vurgusuydu. Sergi konuşmasında şöyle dedi:
“Cesaret, korkunun olmaması değildir. Cesaret, korkuya rağmen harekete geçmektir.”
Onun babası, tehlike karşısında susmamış, korkuya rağmen konuşmuş, organize olmuş, sevgiyle dolu bir duruş sergilemişti. Shabazz, bugünün gençliğine de aynı çağrıyı yapıyordu: yalnızca zihinleri değil, zihinlerin arkasındaki ruhu dönüştürmeye; kimliklerinden, tarihlerinden ve inançlarından beslenerek adalet için insani köprüler kurmaya.
7. Türkiye ile Küresel Dayanışma: Umut ve Sorumluluk
Ilyasah Shabazz’ın İstanbul ziyaretinin önemi, salt konuşma metinlerinde değil, sembolik birliktelikte de yatar. Malcolm X’in mirası ile Şule Yüksel Şenler’in mirasının bir araya gelmesi, farklı coğrafyalardan gelen iki sesin insanlığın ortak kaderi için dialog kurduğu bir potansiyeli temsil ediyor.
Shabazz, Türkiye’yi sadece bir dost ya da ev sahibi ülke olarak değil, “küresel adalet inşasında stratejik bir müttefik” olarak gördüğünü dile getiriyor. Onun mesajı net: adalet, yalnızca bireysel bir mücadele değil; sınırları aşan kolektif bir sorumluluktur.
Sonuç: Yankılar Arasında Yeni Bir Ufuk
Ilyasah Shabazz’ın İstanbul’da yaptığı konuşmalar, bizim için bir yankı değil; yeni bir başlangıcın habercisi. Onun varlığı, Malcolm X’in mirasının günümüzde de canlı olduğunu, onun idealinin yalnızca siyah bir Amerikan hikayesi olmadığını, evrensel bir insanlık davası olduğunu gösteriyor.
Türkiye’deki bu etkinlikler, kültürlerarası bir diyaloğun derinleşmesini; tarihî adaletin, kimliksel bilincin ve insan onurunun yeniden tartılmasını sağlıyor. Shabazz’ın çağrısı ise geleceğe dönük: Korkuya rağmen cesaretle harekete geçmek, zulme karşı durmak, kimlikten beslenen bir liderlik vizyonunu inşa etmek.
Onun İstanbul’daki sesi, insanlık ailesine hitap eden bir davettir — ve bu davet, sadece dinleyenler için değil, harekete geçenler için de bir yol haritası sunar.
